İsaʼnın cevabı şuydu: “Sen kendin söyledin. Yine de size söylüyorum: Bundan sonra İnsan Oğluʼnun kudret Sahibiʼnin sağında oturduğunu, ve gökteki bulutların üzerinde geldiğini göreceksiniz.”
Vahiy 6:16 - Temel Türkçe Tercüme Dağlara ve kayalara, “Üzerimize düşün” dediler. “Bizi tahtta oturan Allahʼın bakışından ve Kuzuʼnun öfkesinden saklayın. Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001 2008 Dağlara, kayalara, “Üzerimize düşün!” dediler, “Tahtta oturanın yüzünden ve Kuzu'nun gazabından saklayın bizi! Turkish Bible Old Translation 1941 ve dağlara ve kayalara diyorlardı: Üzerimize düşün, ve taht üzerinde oturanın yüzünden, ve Kuzunun gazabından bizi gizleyin; Кирил харфлерийле Тюркче Кутсал Китап Далара, каялара, „Юзеримизе дюшюн!“ дедилер, „Тахтта отуранън йюзюнден ве Кузу'нун газабъндан саклайън бизи! Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar Dağlara, kayalara, “Üzerimize yıkılın” dediler, “Tahtta oturanın yüzünden ve Kuzu'nun öfkesinden bizi gizleyin. Yorumsuz Türkçe Çeviri (YTC) Dağlara ve kayalara, “Üzerimize yıkılın” dediler, “Tahtta oturanın yüzünden ve Kuzu’nun gazabından bizi saklayın. |
İsaʼnın cevabı şuydu: “Sen kendin söyledin. Yine de size söylüyorum: Bundan sonra İnsan Oğluʼnun kudret Sahibiʼnin sağında oturduğunu, ve gökteki bulutların üzerinde geldiğini göreceksiniz.”
İsa etrafındakilere öfkeyle baktı. Yüreklerinin bu kadar duyarsız olmasına üzüldü. Adama, “Elini uzat!” dedi. Adam elini uzattı ve eli sapasağlam oldu.
Göğü ve gökteki her şeyi, yeri ve yerdeki her şeyi, denizi ve denizdeki her şeyi yaratan, sonsuzlara kadar diri olan Allahʼın adıyla yemin etti. “Artık gecikme olmayacak” dedi.
Oʼnun ağzından keskin bir kılıç çıkıyordu. Bununla milletleri vuracak. “Onları demir çomakla güdecek.” Şarap yapmak için üzüm çiğneme çukurunda üzüm çiğner gibi, milletleri sonsuz güç sahibi olan Allahʼın kızgın öfkesiyle çiğneyecek.
Sonra büyük beyaz bir taht gördüm. Tahtta Oturanʼı da gördüm. Yer ve gök Oʼnun önünden kaçtılar, yok olup gittiler.
Tahttan şimşekler çakıyor, gök gürlemesinin gümbürtüsü duyuluyordu. Tahtın önünde alev alev yanan yedi meşale vardı. Bunlar Allahʼın yedi ruhudur.
Yaratıklar tahtta oturan, sonsuzlara kadar diri olan Allahʼı yüceltiyor, Oʼna saygı gösterip şükrediyorlardı.
Tahtta Oturanʼın sağ elinde bir tomar gördüm. Tomarın iki tarafı da yazılıydı. Yedi mühürle mühürlenmişti.
Yüksek sesle feryat edip şöyle dediler: “Ey Efendimiz, sen kutsal ve doğrusun. Daha ne zamana kadar bekleyeceksin? Yeryüzünde oturanları cezalandır, dökülen kanımızın intikamını al!”
O günlerde insanlar ölmek isteyecek, ama ölemeyecekler. Ölmeye hasret kalacaklar, ama ölüm onlardan kaçacak.