Saf altın taslar, fitil maşaları, çanaklar, tabaklar, buhurdanlar. Tapınaktaki iç odanın, yani En Kutsal Yer'in ve ana bölümün kapı menteşeleri de altındandı.
Çıkış 25:29 - Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001 2008 Masa için saf altından tabaklar, sahanlar, dökmelik sunu testileri, tasları yap. Turkish Bible Old Translation 1941 Ve onun sahanlarını, ve kaşıklarını, ve testilerini, ve dökülecek takdimeler için taslarını yapacaksın; onları halis altından yapacaksın. Кирил харфлерийле Тюркче Кутсал Китап Маса ичин саф алтъндан табаклар, саханлар, дьокмелик суну тестилери, тасларъ яп. Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar Masa için saf altından tabaklar, sahanlar, dökmelik sunu testileri, tasları yap. Yorumsuz Türkçe Çeviri (YTC) Onun tabaklarını, kaşıklarını, kepçelerini, sunuları dökeceğiniz taslarını siz yapacaksınız. Onları saf altından yapacaksın. |
Saf altın taslar, fitil maşaları, çanaklar, tabaklar, buhurdanlar. Tapınaktaki iç odanın, yani En Kutsal Yer'in ve ana bölümün kapı menteşeleri de altındandı.
Saf altın fitil maşaları, çanaklar, tabaklar, buhurdanlar ve tapınağın altın kapıları. En Kutsal Yer'in ve ana bölümün kapıları da altındandı.
Bahçeme girdim, kızkardeşim, yavuklum, Mürümü topladım baharatımla, Gümecimi, balımı yedim, Şarabımı, sütümü içtim. Yiyin, için, ey dostlar! Mest olun aşktan, ey sevgililer!
“Kutsal masanın üzerine lacivert bir bez serip üzerine tabakları, sahanları, tasları, dökmelik sunu testilerini koyacaklar. Masada sürekli ekmek bulunmasını sağlayacaklar.
Getirdiği armağanlar şunlardı: 130 kutsal yerin şekeli ağırlığında gümüş bir tabak, yetmiş şekel ağırlığında gümüş bir çanak –ikisi de tahıl sunusu için zeytinyağıyla yoğrulmuş ince un doluydu–
Getirdiği armağanlar şunlardı: 130 kutsal yerin şekeli ağırlığında gümüş bir tabak, yetmiş şekel ağırlığında gümüş bir çanak –ikisi de tahıl sunusu için zeytinyağıyla yoğrulmuş ince un doluydu–
Sunak meshedildiğinde İsrail önderlerinin adanması için sunduğu armağanlar şunlardı: On iki gümüş tabak, on iki gümüş çanak, on iki altın tabak;
İşte kapıda durmuş, kapıyı çalıyorum. Biri sesimi işitir ve kapıyı açarsa, onun yanına gireceğim; ben onunla, o da benimle, birlikte yemek yiyeceğiz.