Çıkış 19:16 - Yorumsuz Türkçe Çeviri (YTC) Üçüncü gün sabah olduğunda gök gürlemeleri, şimşekler, dağın üzerinde koyu bir bulut ve çok güçlü boru sesi oldu ve ordugâhta bulunan herkes titredi. Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001 2008 Üçüncü günün sabahı gök gürledi, şimşekler çaktı. Dağın üzerinde koyu bir bulut vardı. Derken, çok güçlü bir boru sesi duyuldu. Ordugahta herkes titremeye başladı. Turkish Bible Old Translation 1941 Ve vaki oldu ki, üçüncü günde sabah olunca gök gürlemeleri, ve şimşekler, ve dağ üzerinde koyu bir bulut, ve çok kuvvetli boru sesi oldu; ve ordugâhta olan bütün kavm titredi. Кирил харфлерийле Тюркче Кутсал Китап Ючюнджю гюнюн сабахъ гьок гюрледи, шимшеклер чактъ. Даън юзеринде койу бир булут вардъ. Деркен, чок гючлю бир бору сеси дуйулду. Ордугахта херкес титремейе башладъ. Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar Üçüncü günün sabahı gök gürledi, şimşekler çaktı. Dağın üzerinde koyu bir bulut vardı. Derken, çok güçlü bir boru sesi duyuldu. Ordugahta herkes titremeye başladı. |
Öyle ki, bulut yüzünden kâhinler hizmet için duramadılar. Çünkü Yahve'nin görkemi Tanrı'nın evini doldurmuştu.
Tanrımız geliyor ve susmuyor. Önününde ateş yiyip bitiriyor. Çevresi şiddetli fırtınayla kaplı.
ve üçüncü günde hazır olsunlar, çünkü üçüncü gün Yahve bütün halkın gözü önünde Sina Dağı'na inecek.
Yahve Moşe'ye şöyle dedi: "Seninle konuştuğumu halk duysun, hem de sana sonsuza dek inansınlar diye, sana koyu bir bulut içinde geleceğim." Moşe halkın sözlerini Yahve'ye bildirdi.
Bütün halk gök gürlemelerini, şimşekleri, boru sesini ve dağdan yükselen dumanı fark etti. İnsanlar bunu görünce titrediler ve uzakta durdular.
Moşe değneğini göklere doğru uzattı ve Yahve gök gürültüsü ve dolu gönderdi ve yeryüzüne yıldırım düştü. Yahve Mısır topraklarına dolu yağdırdı.
Benden korkmuyor musun?” diyor Yahve. “Benim önümde titremeyecek misin? Ben ki, kalıcı bir buyrukla denize sınır olarak kumu koydum, onu geçemez. Dalgaları çalkalansa da, yine de üstün gelemezler. Kükreseler de, yine de onu geçemezler.”
Büyük bir boru sesiyle meleklerini gönderecek. Melekler O’nun seçtiklerini göğün bir ucundan öbür ucuna dek, dört rüzgârdan toplayacaklar.”
(Ben o sırada Yahve'nin sözünü size göstermek için Yahve ile aranızda durdum; çünkü ateşten korktunuz ve dağa çıkmadınız), dedi.
Tanrı’nın gökteki tapınağı açıldı ve tapınağında Efendi’nin Antlaşma Sandığı göründü. Bunu şimşekler, sesler, gök gürlemeleri, yer sarsıntısı ve şiddetli bir dolu izledi.
Bundan sonra baktım ve gökte bir kapının açıldığını gördüm. Benimle konuşan, boruya benzeyen ilk ses, “Buraya gel, bundan sonra olması gerekenleri sana göstereceğim” dedi.
Tahttan şimşekler çakıyor, sesler ve gök gürlemeleri çıkıyordu. Tahtının önünde alev alev yanan yedi meşale vardı. Bunlar Tanrı’nın yedi Ruhu’dur.
Melek buhurdanı aldı, sunağın ateşiyle doldurup yeryüzüne attı. Bunu gök gürlemeleri, sesler, şimşekler ve bir deprem izledi.