O anda tapınaktaki perde yukarıdan aşağıya kadar yırtılıp ikiye ayrıldı. Yer sarsıldı ve kayalar yarıldı.
İbraniler 10:20 - Temel Türkçe Tercüme Dünyadaki tapınakta en kutsal yerin önünde bir perde durur. Bu perde İsaʼnın bedenini temsil eder. İsa, bedeniyle bize hayat veren yepyeni bir yol açmıştır. Turkish Bible Old Translation 1941 ve Allahın evi üzerinde büyük kâhinimiz olduğu halde, Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar O'nun bizim için açtığı yeni ve diri yol olan perdeden, yani O'nun bedeninden girelim. |
O anda tapınaktaki perde yukarıdan aşağıya kadar yırtılıp ikiye ayrıldı. Yer sarsıldı ve kayalar yarıldı.
Bu nedenle İsa onlarla tekrar konuştu: “Size doğrusunu söylüyorum: koyunların kapısı benim.
İsa ona şöyle cevap verdi: “Yol benim, gerçek ve yaşam da benim. Ben olmadan hiç kimse Babaʼya kavuşmaz.
yani Tevrat buyruklarının ve kurallarının hükmünü kaldırdı. Öyle ki, Yahudilerle diğer milletleri kendi huzurunda bir araya getirsin, ikisinden yeni bir insanlık yaratsın ve esenlik sağlasın,
Şüphesiz Allah yolunun sırrı çok derindir: O, insan bedeninde göründü, Kutsal Ruh tarafından haklı çıkarıldı. Meleklere göründü, milletlere vaaz edildi, dünyada Oʼna iman edildi. Görkemle göğe alındı.
Bu umut, canımız için bir gemi demiri gibi sağlam ve güvenilirdir. Bizi gökteki tapınak perdesinin arkasına, Allahʼın huzuruna ulaştırır.
İkinci perdenin arkasında tapınma çadırının bir başka bölümü vardı. Buna “en kutsal yer” denir.
Kutsal Ruh şunu göstermek istiyor: tapınma çadırının ilk bölümü dururken, en kutsal yere giden yol henüz açılmadı.
Mesih de ilk ve son kez günahlarımızı üstlenmek için acı çekti. Günahsız olduğu halde günahkârlar için öldü. Bunu, sizleri Allahʼın huzuruna çıkarmak için yaptı. Bedence öldürüldü, fakat ruhça diriltildi.
Allahʼın Ruhuʼnu şöyle tanıyacaksınız: İsa Mesihʼin insan olarak dünyaya geldiğini açıkça kabul eden her ruh Allahʼtandır.
Ancak dünyanın her yerinde birçok yalancı ortaya çıktı. Bunlar, İsa Mesihʼin, insan bedeninde geldiğini inkâr ediyorlar. İşte, onlar yalancı ve sahte Mesihʼtir.