Vay halinize, ey Tevrat uzmanları! Çünkü bilgi kapısının anahtarını alıp götürdünüz. Bu kapıdan hem kendiniz girmediniz, hem de girmeye hazır olanlara engel oldunuz.”
1. Korintliler 9:12 - Temel Türkçe Tercüme Başkalarının sizde hakkı varsa, bizim daha çok hakkımız yok mu? Ama biz bu hakkı kullanmadık. Tam tersine, Mesih Müjdesiʼnin yayılmasına engel olmayalım diye, her şeye katlanıyoruz. Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001 2008 Başkalarının sizden yardım almaya hakları varsa, bizim daha çok hakkımız yok mu? Ama biz bu hakkımızı kullanmadık. Mesih Müjdesi'nin yayılmasına engel olmayalım diye her şeye katlanıyoruz. Turkish Bible Old Translation 1941 Eğer başkaları size hâkimiyette hissedar iseler, biz daha ziyade değil miyiz? Fakat biz bu hâkimiyeti kullanmadık; ancak Mesihin inciline bir mania çıkarmıyalım diye, her şeye katlanıyoruz. Кирил харфлерийле Тюркче Кутсал Китап Башкаларънън сизден ярдъм алмая хакларъ варса, бизим даха чок хаккъмъз йок му? Ама биз бу хаккъмъзъ кулланмадък. Месих Мюждеси'нин яйълмасъна енгел олмаялъм дийе хер шейе катланъйоруз. Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar Eğer başkaları sizlerden yararlanmaya yetkili sayılıyorsa, bizim yetkimiz daha önemli değil midir? Ne var ki, biz bu yetkiyi kullanmadık. Mesih'in Sevindirici Haberi'ne engel olmayalım diye her güçlüğe göğüs geriyoruz. Yorumsuz Türkçe Çeviri (YTC) Eğer başkaları sizin üzerinizde bu hakka ortak iseler, biz daha da fazla değil miyiz? Bununla birlikte, biz bu hakkı kullanmadık. Mesih’in Müjdesi’ne hiçbir engel olmayalım diye, her şeye katlanıyoruz. |
Vay halinize, ey Tevrat uzmanları! Çünkü bilgi kapısının anahtarını alıp götürdünüz. Bu kapıdan hem kendiniz girmediniz, hem de girmeye hazır olanlara engel oldunuz.”
Çadırcılık yapıyorlardı. Pavlus onlarla meslektaş olduğu için, onların yanında kaldı ve birlikte çalıştılar.
Birbirinize dava açmanız zaten sizin için tam bir rezalettir. Bunun yerine, haksızlığa katlanmanız, ya da dolandırılmanız daha iyi olmaz mı?
Tıpkı bunun gibi, Rab Müjdeʼyi yayanlar geçimlerini Müjdeʼyi yaymaktan karşılasınlar diye emretti.
Ama ben bu haklardan hiçbirini kullanmadım. Bu hakları elde etmek için yazmıyorum. Bunu yapmaktansa ölsem daha iyi. Kimse bununla övünme hakkımı elimden alamaz!
Çünkü Müjdeʼyi yayıyorum diye övünmeye hakkım yok. Ben bu işi yapmaya mecburum. Vay başıma, eğer Müjdeʼyi yaymazsam!
Madem öyle, ödülüm ne? Ödülüm, Mesihʼin Müjdesiʼni karşılıksız vaaz etmek ve böylece Müjdeʼyi duyurmaktan gelen haklarımı kullanmamaktır.
Başkaları beni elçi saymasa da, en azından siz elçi olduğumu kabul ediyorsunuz! Rabbe bağlı olmanız, gerçekten elçi olduğumu gösteren mühürdür.
Ama ne yapıyorsam onu yapmaya devam edeceğim. Yeter ki, bizimle aynı hizmeti yapmakla övünen fırsatçılara fırsat vermeyeyim.
Evet, sizi köle edenlere, hakkınızı yiyenlere, soyanlara, büyüklük taslayanlara ve suratınıza şamar atanlara katlanıyorsunuz.
Mesih Müjdesiʼni duyurmak için Troas şehrine gitmiştim. Orada Rab hizmetinde çalışmam için bana bir kapı açtı.