Mezmur 146:6 - Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001 2008 Yeri göğü, Denizi ve içindeki her şeyi yaratan, Sonsuza dek güvenilir olan, Turkish Bible Old Translation 1941 O Allah ki, gökleri ve yeri, Denizi ve içlerindeki her şeyi yaratan, Ebediyen hakikati koruyan, Кирил харфлерийле Тюркче Кутсал Китап Йери гьою, Денизи ве ичиндеки хер шейи яратан, Сонсуза дек гювенилир олан, Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar Yeri göğü, Denizi ve içindeki her şeyi yaratan, Sonsuza dek güvenilir olan, Yorumsuz Türkçe Çeviri (YTC) O’dur göğü ve yeri, Denizi ve içindeki her şeyi yaratan, Gerçeği sonsuza dek koruyan, |
Çünkü bize beslediği sevgi büyüktür, RAB'bin sadakati sonsuza dek sürer. RAB'be övgüler sunun!
İsrail halkına sevgisini, Sadakatini anımsadı; Tanrımız'ın zaferini gördü dünyanın dört bucağı.
Çünkü ben, RAB yeri göğü, denizi ve bütün canlıları altı günde yarattım, yedinci gün dinlendim. Bu yüzden Şabat Günü'nü kutsadım ve kutsal bir gün olarak belirledim.
“Ey Egemen RAB! Büyük gücünle, kudretinle yeri göğü yarattın. Yapamayacağın hiçbir şey yok.
RAB Tanrım'a dua edip günahlarımızı itiraf ettim. Şöyle dedim: “Ya Rab, kendisini sevenlerle, buyruklarına uyanlarla yaptığı antlaşmaya bağlı kalan yüce ve görkemli Tanrı!
Geçmişte atalarımıza ant içtiğin gibi, Yakup'un ve İbrahim'in torunları olan bizlere de Verdiğin sözü tutacak ve sadık kalacaksın.
“Efendiler, neden böyle şeyler yapıyorsunuz?” diye bağırdılar. “Biz de sizin gibi insanız, aynı yaradılışa sahibiz. Size müjde getiriyoruz. Sizi bu boş şeylerden vazgeçmeye, yeri, göğü, denizi ve bunların içindekilerin hepsini yaratan, yaşayan Tanrı'ya dönmeye çağırıyoruz.
Tanrınız RAB'bin Tanrı olduğunu bilin. O güvenilir Tanrı'dır. Kendisini sevenlerin, buyruklarına uyanların bininci kuşağına kadar antlaşmasına bağlı kalır.
Nitekim yerde ve gökte, görünen ve görünmeyen her şey –tahtlar, egemenlikler, yönetimler, hükümranlıklar– O'nda yaratıldı. Her şey O'nun aracılığıyla ve O'nun için yaratıldı.
Elçiliğim, yalan söylemeyen Tanrı'nın zamanın başlangıcından önce vaat ettiği sonsuz yaşam umuduna dayanmaktadır.
Öyle ki, önümüze konan umuda tutunmak için Tanrı'ya sığınan bizler, Tanrı'nın yalan söylemesi olanaksız olan bu iki değişmez şey aracılığıyla büyük cesaret bulalım.
Yüksek sesle şöyle diyordu: “Tanrı'dan korkun! O'nu yüceltin! Çünkü O'nun yargılama saati geldi. Göğü, yeri, denizi, su pınarlarını yaratana tapının!”