La Biblia Online

Anuncios


Toda la Biblia A.T. N.T.




Vahiy 10:1 - Temel Türkçe Tercüme

Gökten inen başka bir güçlü melek gördüm. Bir buluta sarınmıştı. Başının üzerinde gökkuşağı vardı. Yüzü güneşe benziyordu, ayakları da ateşten direkler gibiydi.

Ver Capítulo

Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001 2008

Sonra gökten inen güçlü başka bir melek gördüm. Buluta sarınmıştı, başının üzerinde gökkuşağı vardı. Yüzü güneşe, ayakları ateşten sütunlara benziyordu.

Ver Capítulo

Turkish Bible Old Translation 1941

VE gökten inmekte olan diğer kuvvetli bir melek gördüm; bulutla giyinmiş, ve başı üzerinde alâimisema vardı, ve yüzü güneş gibi ve ayakları ateş direkleri gibi idi;

Ver Capítulo

Кирил харфлерийле Тюркче Кутсал Китап

Сонра гьоктен инен гючлю башка бир мелек гьордюм. Булута сарънмъштъ, башънън юзеринде гьоккушаъ вардъ. Йюзю гюнеше, аякларъ атештен сютунлара бензийорду.

Ver Capítulo

Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar

Gökten inen başka bir güçlü melek gördüm. Bir buluta sarınmıştı. Başının üzerinde gökkuşağı vardı. Yüzü güneşe benziyordu, ayakları da ateşten direkler gibiydi.

Ver Capítulo

Yorumsuz Türkçe Çeviri (YTC)

Gökten inen güçlü başka bir melek gördüm. Buluta sarınmıştı, başının üzerinde gökkuşağı vardı. Yüzü güneşe benziyordu, ayakları ateşten sütunlar gibiydi.

Ver Capítulo



Vahiy 10:1
28 Referencias Cruzadas  

Önlerinde İsaʼnın görünüşü tamamen değişti. Yüzü güneş gibi parlamaya başladı. Elbiseleri de ışık gibi bembeyaz oldu.


O zaman İnsan Oğluʼnun bulut içinde büyük güç ve görkemle geldiğini görecekler.


Ey Kral, yolda giderken öğle vakti gökten gelen bir ışık gördüm. Güneşten daha parlaktı. Benim ve benimle birlikte yolculuk edenlerin etrafını aydınlattı.


“Bak, bulutlarla geliyor!” “Her göz Oʼnu görecek, Oʼnun bedenini delip deşenler bile. Dünyanın bütün halkları Oʼnun için ağlayıp dövünecekler.” Evet! Amin!


Bundan sonra gökten inen başka bir melek gördüm. Bu melek büyük yetkiye sahipti. Yeryüzü onun görkemiyle aydınlandı.


Sonra güçlü bir melek değirmen taşı büyüklüğünde bir kayayı kaldırıp denize attı. Ardından şöyle dedi: “O büyük şehir Babil de böyle kuvvetle aşağı atılacak ve bir daha görülmeyecek.


Sonra gökten inen bir melek gördüm. Dipsiz çukurun anahtarı ondaydı ve elinde kocaman bir zincir vardı.


Tahtta oturanın görünüşü yeşim ve kırmızı akik diye bilinen değerli taşların parlaklığına benziyordu. Tahtın etrafında zümrüt taşını andıran yeşil bir gökkuşağı vardı.


Güçlü bir melek de gördüm. Melek yüksek sesle şunu duyuruyordu: “Kim mühürleri çözüp tomarı açmaya layıktır?”


Sonra bir kartal gördüm. Kartalın göğün ortasında uçup yüksek sesle şöyle dediğini işittim: “Yeryüzünde yaşayanların vay, vay, vay haline! Çünkü geri kalan üç melek borazanlarını çalmaya hazırlanıyor.”