Gökteki kuşlara bakın: ne ekerler ne biçerler, ne de ambarlarda yiyecek biriktirirler. Fakat gökteki Babanız onları besler. Siz onlardan daha değerli değil misiniz?
Luka 12:18 - Temel Türkçe Tercüme Sonra, ‘Evet’ demiş. ‘Ne yapacağımı biliyorum: ambarlarımı yıkıp daha büyüklerini yapacağım. Bütün buğdayımı ve mallarımı orada saklayacağım. Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001 2008 Sonra, ‘Şöyle yapacağım’ dedi. ‘Ambarlarımı yıkıp daha büyüklerini yapacağım, bütün tahıllarımı ve mallarımı oraya yığacağım. Turkish Bible Old Translation 1941 Ve: Şunu yaparım, dedi, ambarlarımı yıkarım, daha büyüklerini bina ederim; bütün zahiremi, malımı, oraya korum. Кирил харфлерийле Тюркче Кутсал Китап Сонра, ‚Шьойле япаджаъм‘ деди. ‚Амбарларъмъ йъкъп даха бюйюклерини япаджаъм, бютюн тахълларъмъ ве малларъмъ орая йъаджаъм. Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar “Sonra, ‘Ne yapacağımı biliyorum’ dedi, ‘Ambarlarımı yıkıp daha büyüklerini kuracağım. Bütün buğdayımı ve mallarımı oraya koyacağım. Yorumsuz Türkçe Çeviri (YTC) Adam, 'Şunu yapacağımı’ dedi. 'Ambarlarımı yıkıp daha büyüklerini yapacağım ve bütün tahılımı ve malımı oraya depolayacağım. |
Gökteki kuşlara bakın: ne ekerler ne biçerler, ne de ambarlarda yiyecek biriktirirler. Fakat gökteki Babanız onları besler. Siz onlardan daha değerli değil misiniz?
Sonra şöyle diyeceğim, ey canım, şimdi yıllarca yetecek kadar malların var, rahatına bak, ye, iç, hayatın tadını çıkar.’
Kendisine mal biriktiren ama Allahʼın istediği gibi zengin olmayan kişinin durumu budur.”
Kargaları düşünün! Ne ekerler, ne de biçerler. Ne kilerleri vardır, ne de ambarları. Yine de Allah onları besler. Siz kuşlardan çok daha değerlisiniz.
Hâkim bir süre yardım etmek istememiş. Ama daha sonra kendi kendine, ‘Ben Allahʼtan korkmuyorum ve insanları saymıyorum’ demiş.
Bu tür hikmet gökten inen değil, yeryüzünden, insan benliğinden, cinlerden gelen hikmettir.
Şimdi dikkat edin, siz, şöyle diyenler: “Bugün veya yarın filanca şehre gideceğiz. Orada bir yıl kalacağız, ticaret yapıp para kazanacağız.”
Böyle konuşacağınıza, şöyle demelisiniz: “Rab dilerse yaşayacağız, onu bunu yapacağız.”