La Biblia Online

Anuncios


Toda la Biblia A.T. N.T.




Matta 11:8 - Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001 2008

Söyleyin, ne görmeye gittiniz? Pahalı giysiler giymiş bir adam mı? Oysa pahalı giysi giyenler, kral saraylarında bulunur.

Ver Capítulo

Turkish Bible Old Translation 1941

Fakat ne görmeğe çıktınız? Yumuşak esvap giymiş bir adam mı? İşte, yumuşak esvap giyenler kıral saraylarında bulunur.

Ver Capítulo

Кирил харфлерийле Тюркче Кутсал Китап

Сьойлейин, не гьормейе гиттиниз? Пахалъ гийсилер гиймиш бир адам мъ? Ойса пахалъ гийси гийенлер, крал сарайларънда булунур.

Ver Capítulo

Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar

Yok bu değilse, ne görmeye çıktınız? Yumuşak giysilere bürünmüş bir adam mı? Bakın, yumuşak giysilere bürünenler kral saraylarındadır.

Ver Capítulo

Inğil Mettanyn tahriri üzre 1883

Lakin ne görmeje čyktynyz? Zarif eswab gejinmyš bir adam‐mi? Ište zarif gejenler melikleryn chanelerynde bulunurlar.

Ver Capítulo

Temel Türkçe Tercüme

Söyleyin, ne görmeye gittiniz? Lüks elbiseler giyen bir adam mı? Bakın, lüks elbiseler giyenler kral sarayında oturanlardır.

Ver Capítulo

Yorumsuz Türkçe Çeviri (YTC)

Ama ne görmeye gittiniz? Yumuşak giysiler giymiş bir adam mı? Bakın, yumuşak giysiler giyinenler kral saraylarında bulunur.

Ver Capítulo



Matta 11:8
11 Referencias Cruzadas  

“Üzerinde tüylü bir giysi, belinde deri bir kuşak vardı” diye yanıtladılar. Kral, “O Tişbeli İlyas'tır” dedi.


“O gün her peygamber peygamberlik ederken gördüğü görümden utanacak; insanları aldatmak için çuldan giysi giymeyecek.


Yahya'nın öğrencileri ayrılırken İsa halka Yahya'dan söz etmeye başladı. “Çöle ne görmeye gittiniz?” dedi. “Rüzgarda sallanan bir kamış mı?


Öyleyse ne görmeye gittiniz? Bir peygamber mi? Evet! Size şunu söyleyeyim, gördüğünüz kişi peygamberden de üstündür.


Yahya'nın deve tüyünden giysisi, belinde deri kuşağı vardı. Yediği, çekirge ve yaban balıydı.


Söyleyin, ne görmeye gittiniz? Pahalı giysiler giymiş bir adam mı? Oysa şahane giysiler giyip bolluk içinde yaşayanlar kral saraylarında bulunur.


Şu ana dek aç, susuz, çıplağız. Dövülüyoruz, barınacak yerimiz yok.


Emek verdim, sıkıntı çektim, çok kez uykusuz kaldım. Açlığı, susuzluğu tattım. Çok kez yiyecek sıkıntısı çektim, soğukta çıplak kaldım.


Aranızdaki en yumuşak, en duyarlı adam bile öz kardeşine, sevdiği karısına, sağ kalan çocuklarına acımayacak;


İki tanığıma güç vereceğim; çul giysiler içinde bin iki yüz altmış gün peygamberlik edecekler.”