Siz ve aileniz her yerde ondan yiyebilirsiniz. Buluşma Çadırı'nda yaptığınız hizmete karşılık size verilen ücrettir bu.
Matta 10:10 - Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001 2008 Yolculuk için ne torba, ne yedek mintan, ne çarık, ne de değnek alın. Çünkü işçi yiyeceğini hak eder. Turkish Bible Old Translation 1941 ne yolculuk için torba, ne iki gömlek, ne çarık, ne değnek alın; zira işçi kendi yiyeceğine lâyıktır. Кирил харфлерийле Тюркче Кутсал Китап Йолджулук ичин не торба, не йедек минтан, не чарък, не де денек алън. Чюнкю ишчи йийеджеини хак едер. Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar Yolculuk için ne torba, ne iki kat giysi, ne ayakkabı, ne de sopa alın. Çünkü işçi yiyeceğini hak eder. Inğil Mettanyn tahriri üzre 1883 We jol ičün ne dogarğyk, we ne iki entari, we ne ajak kablari, we ne asa tedarik edinyz, zira išči kendi taamyne lajyk tyr. Temel Türkçe Tercüme Yolculuk için yiyecek torbası, yedek gömlek, sandalet ya da değnek almayın. Çünkü işçi yiyeceğini hak eder. Yorumsuz Türkçe Çeviri (YTC) Yolculuğunuz için ne torba ne yedek kıyafet ne çarık ne de değnek alın. Çünkü işçi yemeğini hak eder. |
Siz ve aileniz her yerde ondan yiyebilirsiniz. Buluşma Çadırı'nda yaptığınız hizmete karşılık size verilen ücrettir bu.
Hangi kent ya da köye girerseniz, orada saygıdeğer birini arayın ve ayrılıncaya dek onunla kalın.
Yolculuk için yanlarına değnekten başka bir şey almamalarını söyledi. Ne ekmek, ne torba, ne de kuşaklarında para götüreceklerdi.
Yahya onlara, “İki mintanı olan birini mintanı olmayana versin; yiyeceği olan yiyeceği olmayanla paylaşsın” yanıtını verdi.
Onlara şöyle dedi: “Yolculuk için yanınıza hiçbir şey almayın: Ne değnek, ne torba, ne ekmek, ne para, ne de yedek mintan.
Troas'ta Karp'ın yanında bıraktığım abayı, kitapları, özellikle yazı derilerini gelirken beraberinde getir.
Değneğini alıp dereden beş çakıl taşı seçti. Bunları çoban dağarcığının cebine koyduktan sonra sapanını alıp Filistli Golyat'a doğru ilerledi.
Saul, “Gidersek, adama ne götüreceğiz?” dedi, “Torbalarımızdaki ekmek tükendi. Tanrı adamına götürecek bir armağanımız yok. Neyimiz kaldı ki?”