“Baban üzerimize ağır bir boyunduruk koydu. Ama babanın üzerimize yüklediği ağır yükü ve boyunduruğu hafifletirsen sana kul köle oluruz.”
2.TARİHLER 10:4 - Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001 2008 “Baban üzerimize ağır bir boyunduruk koydu. Ama babanın üzerimize yüklediği ağır yükü ve boyunduruğu hafifletirsen sana kul köle oluruz.” Turkish Bible Old Translation 1941 Baban boyunduruğumuzu çetin kıldı; ve babanın çetin hizmetini ve üzerimize koyduğu ağır boyunduruğunu şimdi sen hafiflet, ve sana kulluk ederiz. Кирил харфлерийле Тюркче Кутсал Китап „Бабан юзеримизе аър бир бойундурук койду. Ама бабанън юзеримизе йюкледии аър йюкю ве бойундуруу хафифлетирсен сана кул кьоле олуруз.“ Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar “Baban üzerimize ağır bir boyunduruk koydu. Ama babanın üzerimize yüklediği ağır yükü ve boyunduruğu hafifletirsen sana kul köle oluruz.” Yorumsuz Türkçe Çeviri (YTC) “Baban boyunduruğumuzu ağırlaştırdı. Şimdi babanın ağır hizmetini ve üzerimize yüklediği ağır boyunduruğu hafiflet de sana hizmet edelim.” |
“Baban üzerimize ağır bir boyunduruk koydu. Ama babanın üzerimize yüklediği ağır yükü ve boyunduruğu hafifletirsen sana kul köle oluruz.”
Yahuda ve İsrail halkı kıyıların kumu kadar kalabalıktı. Herkes yiyip içip sevinç içinde yaşıyordu.
Dan'dan Beer-Şeva'ya kadar Yahuda ve İsrail halkının her bireyi Süleyman'ın yaşamı boyunca kendi asması ve incir ağacı altında güvenlik içinde yaşadı.
Ancak Süleyman İsrail halkından hiç kimseye kölelik yaptırmadı. Onlar savaşçı, görevli, komutan, subay, savaş arabalarıyla atlıların komutanı olarak görev yaptılar.
Aradan yıllar geçti, bu arada Mısır Kralı öldü. İsrailliler hâlâ kölelik altında inliyor, feryat ediyorlardı. Sonunda yakarışları Tanrı'ya erişti.
Halkıma öfkelenmiş, Mirasım olduğu halde onu bayağılaştırıp Eline teslim etmiştim. Ama sen onlara acımadın, Yaşlılara bile çok ağır bir boyunduruk yükledin.
Ağır ve taşınması güç yükleri bağlayıp başkalarının sırtına yüklerler, kendileriyse bu yükleri taşımak için parmaklarını bile oynatmak istemezler.
Tanrı'yı sevmek O'nun buyruklarını yerine getirmek demektir. O'nun buyrukları da ağır değildir.