Biblia Todo Logo
La Biblia Online
- Anuncios -




Daniel 8:13 - Yorumsuz Türkçe Çeviri (YTC)

13 O zaman kutsal birinin konuştuğunu duydum; ve o konuşana başka bir kutsal kişi şöyle dedi, “Hem kutsal yeri hem de orduyu ayaklar altında çiğnemeye vermek üzere, sürekli yakılan sunu ve harap eden itaatsizlik hakkında olan bu görüm ne zamana kadar?”

Ver Capítulo Copiar

Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001 2008

13 Sonra kutsal bir varlığın konuştuğunu duydum. Başka kutsal bir varlık ona, “Bu görümde –günlük sunuyla, yıkım getiren başkaldırıyla, kutsal yerin ve ordunun ayak altında çiğnenmesiyle ilgili görümde– olanlar ne zamana dek sürecek?” diye sordu.

Ver Capítulo Copiar

Turkish Bible Old Translation 1941

13 Ve söylemekte olan bir mukaddesi işittim; ve o söz söyliyene başka bir mukaddes dedi: Makdisi de orduyu da ayak altında çiğnemeğe vermek üzre, daimî yakılan takdime ve harap edici günah için olan bu rüyet ne vakte kadar?

Ver Capítulo Copiar

Кирил харфлерийле Тюркче Кутсал Китап

13 Сонра кутсал бир варлъън конуштууну дуйдум. Башка кутсал бир варлък она, „Бу гьорюмде –гюнлюк сунуйла, йъкъм гетирен башкалдъръйла, кутсал йерин ве ордунун аяк алтънда чиненмесийле илгили гьорюмде– оланлар не замана дек сюреджек?“ дийе сорду.

Ver Capítulo Copiar

Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar

13 Sonra kutsal bir varlığın konuştuğunu duydum. Başka kutsal bir varlık ona, “Bu görümde –günlük sunuyla, yıkım getiren başkaldırıyla, kutsal yerin ve ordunun ayak altında çiğnenmesiyle ilgili görümde– olanlar ne zamana dek sürecek?” diye sordu.

Ver Capítulo Copiar




Daniel 8:13
38 Referencias Cruzadas  

Düşman ne zamana dek azarlayacak, ey Tanrı? Düşman sonsuza dek mi senin ismine sövecek?


Hiçbir mucizevi belirti görmüyoruz. Artık peygamber yok İçimizde ne kadar süreceğini bilen de yok.


Ne zamana dek, ey Yahve? Sonsuza dek kızgın mı kalacaksın? Kıskançlığın ateş gibi yanacak mı?


Ölümle yaptığınız antlaşma bozulacak ve ölüler diyarıyla yaptığınız antlaşma yerinde durmayacak. Taşkın bela geçerken, o zaman onunla çiğneneceksiniz.


O zaman, "Efendi, ne kadar süre?" dedim. Şöyle yanıt verdi: "Kentler oturan olmadan ıssız kalana, Evler insansız kalana, Ülke tamamen ıssız olana kadar,


Kutsal halkın onu kısa bir süre için mülk edindi. Düşmanlarımız senin kutsal yerini çiğnediler.


Çünkü bize bir çocuk doğdu. Bize bir oğul verildi; yönetim onun omuzlarında olacak. Onun adı Harika Öğütçü, Güçlü Tanrı, Ebedi Baba, Esenlik Hükümdarı olacak.


Birçok çoban bağımı mahvetti. Payımı ayaklar altında çiğnediler. Hoş payımı ıssız bir çöl ettiler.


“Onun tarafından güçler kutsal yeri, kaleyi kirletecek ve sürekli yakılan sunuyu kaldıracaklar. Sonra harap edici iğrenç şeyi kuracaklar.


“Sürekli yakılan kurban kaldırılıp harap edici iğrenç şey dikilinceye kadar bin iki yüz doksan gün olacak.


Duydum, ama anlamadım. O zaman, “Efendim, bu şeylerin sonu ne olacak?” dedim.


Yatağımın üzerinde başımın görümleri şunlardı: Baktım ve işte, yeryüzünün ortasında bir ağaç vardı; ve çok yüksekti.


“Yatağımda başımın görümlerini gördüm ve işte, gökyüzünden kutsal bir gözcü indi.


"Mademki kral gökyüzünden inen kutsal bir gözcü gördü ve, ‘Ağacı kesin ve yok edin; ama köklerinin kütüğünü demir ve tunçla çemberleyip yerde, kırın taze otu içinde bırakın, göğün çiyiyle ıslansın. Onun üzerinden yedi vakit geçinceye dek, kırın hayvanları ile payı olsun’ dedi."


Ayakta duranlardan birine yaklaştım ve ona bütün bu şeylerle ilgili gerçeği sordum." “Böylece bana anlattı ve o şeylerin yorumunu bana bildirdi.


"Bunun üzerine şöyle dedi, ‘Dördüncü hayvan yeryüzünde dördüncü bir krallık olacak, bütün krallıklardan farklı olacak, bütün dünyayı yiyip bitirecek, çiğneyip parçalayacak.


Birçoklarıyla bir haftalık sağlam bir antlaşma yapacak. Haftanın ortasında kurban ve sunuyu durduracak. İğrençliklerin kanadında, harap eden biri gelecek; ve kararlaştırılmış olan tam sona dek, harap olanın üzerine gazap dökülecektir.”


Her şey bana Babam tarafından teslim edildi. Oğul’u Baba’dan başka kimse bilmez; Baba’yı, Oğul’dan ve Oğul’un O’nu tanıtmak istediği kişilerden başkası bilmez.”


“Bu nedenle, Peygamber Daniel’in bildirdiği yıkıcı iğrenç şeyin kutsal yerde dikildiğini gördüğünüzde -okuyan anlasın-


Yıkıcı iğrenç şeyin bulunmaması gereken yerde olduğunu gördüğünüzde, -okuyan anlasın- o zaman Yahudiye’de olanlar dağlara kaçsın.


Öğrencilerine dönüp, “Bana her şey Babam tarafından teslim edildi. Oğul’un kim olduğunu Baba’dan başka kimse bilemez. Baba’nın kim olduğunu da Oğul’dan ve Oğul’un O’nu açığa vurmak istediği kişilerden başkası bilemez” dedi.


“Ama Yeruşalem’in ordular tarafından kuşatıldığını gördüğünüzde, bilin ki, onun yıkımı yakındır.


Kılıçtan geçirilip, bütün uluslara tutsak olarak sürülecekler. Yeruşalem, öteki ulusların zamanları doluncaya dek, öteki uluslar tarafından çiğnenecektir.


Tanrı’yı hiç kimse hiçbir zaman görmedi. Baba’nın bağrında olan biricik Oğul O’nu ilan etti.


Şöyle dedi, “Yahve Sina'dan geldi, Seir'den onlara yükseldi. Paran Dağı'ndan parladı. On binlerce kutsalıyla geldi. Sağ elinde onlar için ateşli bir yasa vardı.


Öyle ki, Efendimiz Yeşua bütün kutsallarıyla geldiğinde, Babamız Tanrı’nın önünde kutsallıkta kusursuz olmanız için yüreklerinizi sonuna dek pekiştirsin.


Tanrı’nın Oğlu’nu ayaklar altına alan, kendisini kutsal kılan antlaşma kanını bayağı sayan ve lütuf Ruhu’na hakaret eden bir kişinin, ne kadar daha ağır bir cezaya layık görüleceğini sanırsınız?


Bu şeylerde kendilerine değil, size hizmet ettikleri onlara gösterildi. Bunları gökten gönderilen Kutsal Ruh aracılığıyla size Müjde’yi iletenler şimdi bildirdi. Melekler bile bu şeylere yakından bakmayı çok isterler.


Adem’den yedinci kuşak olan Hanok, bunlar hakkında şöyle peygamberlik etmiştir: “İşte, Efendi, kutsallarından on binlerce kişiyle birlikte geldi. Tanrısızların, tanrısızca yaptıkları tüm işlerden ve tanrısız günahkârların kendisine karşı söylediği bütün ağır sözlerden ötürü hepsine günahlarını gösterip yargılayacak.”


‘‘Tapınağın dışındaki avluyu ölçme, onu ayrı tut. Çünkü orası uluslara verilmiştir. Uluslar kırk iki ay kutsal kenti ayaklar altında çiğneyecekler.


Yüksek sesle, “Kutsal ve gerçek olan ey Efendimiz! Yeryüzünde yaşayanları ne zaman yargılayacak, onlardan kanımızın öcünü ne zaman alacaksın?” dediler.


Yahve'nin meleği ona, "Adım hakkında neden soruyorsun? Çünkü onu akıl almaz." dedi.


Síguenos en:

Anuncios


Anuncios


¡Síguenos en WhatsApp! Síguenos