Biblia Todo Logo
La Biblia Online
- Anuncios -




Daniel 10:16 - Yorumsuz Türkçe Çeviri (YTC)

16 İşte, insanoğullarına benzeyen biri dudaklarıma dokundu. O zaman ağzımı açtım ve konuştum ve önümde durana dedim ki, “Efendim, bu görüm yüzünden üzüntülerim bana yetişti ve gücümü tutamıyorum.

Ver Capítulo Copiar

Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001 2008

16 Derken insanoğluna benzeyen biri dudaklarıma dokundu. Ben de ağzımı açıp konuşmaya başladım. Karşımda durana, “Ey efendim, bu görüm yüzünden acı çekiyorum, kendimi toparlayamıyorum” dedim,

Ver Capítulo Copiar

Turkish Bible Old Translation 1941

16 Ve işte, âdem oğullarına benziyen biri dudaklarıma dokundu, ve ağzımı açıp söyledim, ve karşımda durana dedim: Efendim, bu rüyetle sıkıntılarım üzerime döndü, ve kuvvetimi tutamıyorum.

Ver Capítulo Copiar

Кирил харфлерийле Тюркче Кутсал Китап

16 Деркен инсанолуна бензейен бири дудакларъма докунду. Бен де азъмъ ачъп конушмая башладъм. Каршъмда дурана, „Ей ефендим, бу гьорюм йюзюнден аджъ чекийорум, кендими топарлаямъйорум“ дедим,

Ver Capítulo Copiar

Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar

16 Derken insanoğluna benzeyen biri dudaklarıma dokundu. Ben de ağzımı açıp konuşmaya başladım. Karşımda durana, “Ey efendim, bu görüm yüzünden acı çekiyorum, kendimi toparlayamıyorum” dedim,

Ver Capítulo Copiar




Daniel 10:16
29 Referencias Cruzadas  

Moşe Yahve'ye şöyle dedi, "Ey Efendim, ne önceden, ne de hizmetkârınla konuştuğundan beri güzel konuşan biri değilim. Çünkü ben konuşmada yavaşım ve yavaş dilliyim."


Moşe, "Ey Efendim, lütfen başka birisini gönder" dedi.


Çünkü çok bilgelikte çok keder var; bilgi artıran da acıyı artırır.


Onu ağzıma dokundurup şöyle dedi: "İşte, bu senin dudaklarına dokundu; ve kötülüğün ortadan kalktı, günahın da bağışlandı.”


O zaman Yahve elini uzattı ve ağzıma dokundu. Sonra Yahve bana şöyle dedi, "İşte, sözlerimi ağzına koydum.


Başlarının üstündeki boşluğun üstünde, safir taşına benzeyen bir taht benzeyişi vardı. Yukarıda tahtın benzeyişi üzerinde, insan görünüşünün benzeyişi vardı.


Ama seninle konuştuğum zaman, ağzını açacağım ve onlara, 'Efendi Yahve şöyle diyor' diyeceksin. Dinleyen dinlesin, reddeden reddetsin, çünkü onlar asi bir evdir.


Akşamleyin, kaçak gelmeden önce, Yahve'nin eli benim üzerimdeydi. Sabahleyin adam yanıma gelinceye kadar Yahve ağzımı açmıştı. Ağzım açıldı ve artık dilsiz değildim.


Duydum, ama anlamadım. O zaman, “Efendim, bu şeylerin sonu ne olacak?” dedim.


O zaman, adı Belteşatsar olan Daniel bir süre sessiz şaşkın kaldı ve düşünceleri onu rahatsız etti. Kral, “Belteşatsar, düş ve yorum seni rahatsız etmesin” diye karşılık verdi. Belteşatsar, “Efendim, düş senden nefret edenler için, yorumu da düşmanların için olsun” diye karşılık verdi.


“Ben Daniel, ruhum bedenimin içinde kederlendi ve başımdaki görümler beni rahatsız etti.


“İşte meselenin sonu. Bana gelince, Daniel, düşüncelerim beni çok rahatsız etti ve yüzüm değişti; ama meseleyi yüreğimde sakladım.”


Ben, ben Daniel, görümü gördüğümde, onu anlamaya çalıştım. O zaman işte, önümde insana benzeyen biri duruyordu.


Böylece durduğum yere yaklaştı. Geldiğinde korktum ve yüzüstü düştüm. Ama o bana, “İnsanoğlu, anla, çünkü bu görüm sonun zamanına aittir” dedi.


Benimle konuşurken, yüzüm yere doğru derin bir uykuya daldım. Ama o bana dokundu ve beni doğrulttu.


Ben Daniel, bitkin düştüm ve günlerce hasta kaldım. Sonra kalktım ve kralın işini yaptım. Görüme şaştım, ama kimse anlamadı.


Evet, ben daha söyleyip dua ederken, başlangıçta görümde görmüş olduğum Gabriel adlı adam, akşam sunusu vaktinde hızla uçup bana dokundu.


Hemen Zekarya’nın ağzı açıldı, dili çözüldü. Tanrı’yı yücelten sözler söyledi.


Çünkü ben size, size karşı çıkanların hiçbirinin karşı koyamayacağı ya da aksini söyleyemeyeceği bir ağız ve bilgelik vereceğim.


Tomas O’na, “Efendim ve Tanrım!” diye yanıt verdi.


O, “Hayır; ama ben şimdi Yahve'nin ordusunun komutanı olarak geldim." Yeşu yüzüstü yere kapanıp tapındı ve ona, "Efendim hizmetkârına ne söyler?" diye sordu.


Kandilliklerin arasında insanoğluna benzeyen biri vardı. Giysileri ayağına kadar uzanmış, göğsüne altın bir kuşak sarınmıştı.


Bunun üzerine Manoah Yahve'ye yalvarıp şöyle dedi: “Ey Efendim, lütfen gönderdiğin Tanrı adamı bize yine gelsin ve doğacak çocuğa ne yapmamız gerektiğini bize öğretsin.”


Gidyon ona şöyle dedi: “Efendim, eğer Yahve bizimleyse, bütün bunlar neden başımıza geldi? Atalarımızın, 'Yahve bizi Mısır'dan çıkarmadı mı?' diyerek bize anlattığı bütün O'nun harika işleri nerede? Ama şimdi Yahve bizi attı ve Midyan'ın eline teslim etti.”


O da O'na, "Ey Efendim, İsrael'i nasıl kurtaracağım?" dedi. "İşte, benim ailem Manaşşe'nin en yoksulu, ben de babamın evinde en küçüğüyüm."


Síguenos en:

Anuncios


Anuncios


¡Síguenos en WhatsApp! Síguenos