O zaman onları kendilerine verdiğim ülkeden kökünden söküp atacağım; ve adım için kutsal kıldığım bu evi önümden atacağım ve onu bütün halklar arasında bir özdeyiş ve eğlence edeceğim.
Yahuda 1:12 - Yorumsuz Türkçe Çeviri (YTC) Bunlar sevgi şölenlerinizde sizinle birlikte yiyip içen birer lekedir. Yalnızca kendini besleyen çobanlardır. Rüzgârlarla sürüklenen yağmursuz bulutlara, iki kez kökünden sökülmüş, meyvesiz sonbahar ağaçlarına benzerler. Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001 2008 Sevgi şölenlerinizde sizinle birlikte pervasızca yiyip içen bu kişiler birer kara lekedir. Yalnız kendilerini besleyen çobanlardır. Rüzgarın sürüklediği yağmursuz bulutlara, iki kez ölmüş, kökünden sökülmüş, sonbaharın meyvesiz ağaçlarına benzerler. Turkish Bible Old Translation 1941 Bunlar sizin muhabbet ziyafetlerinizde sizinle yiyip içtikleri zaman, lekelerdir, korkusuzca kendilerini besliyen çobanlardır; rüzgâr tarafından sürüklenen yağmursuz bulutlar; iki kere ölmüş, kökten sökülmüş, sonbaharın meyvasız ağaçları; Кирил харфлерийле Тюркче Кутсал Китап Севги шьоленлеринизде сизинле бирликте первасъзджа йийип ичен бу кишилер бирер кара лекедир. Ялнъз кендилерини беслейен чобанлардър. Рюзгарън сюрюкледии ямурсуз булутлара, ики кез ьолмюш, кьокюнден сьокюлмюш, сонбахарън мейвесиз аачларъна бензерлер. Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar Sevgi şölenlerinizde hiç çekinmeden sizlerle birlikte yiyip içen bu insanlar birer lekedir. 'Yalnız kendilerini besleyen çobanlardır.' Rüzgarın etkisiyle sürüklenen yağmursuz bulutlar, güz vaktinde iki kez ölmüş, kökünden sökülmüş meyvesiz ağaçlardır onlar. Temel Türkçe Tercüme Dostluk yemeklerinizde hiç çekinmeden sizinle birlikte yiyip içen bu kişiler birer kara lekedir. Sadece kendi çıkarlarını gözetirler. Rüzgarın sürüklediği yağmursuz bulutlar gibidirler. Ürün vermedikleri için sonbaharda köklerinden sökülen ağaçlara benzerler. Bu sebeple iki defa ölmüş sayılırlar. |
O zaman onları kendilerine verdiğim ülkeden kökünden söküp atacağım; ve adım için kutsal kıldığım bu evi önümden atacağım ve onu bütün halklar arasında bir özdeyiş ve eğlence edeceğim.
O kişi akarsu kıyısına dikilmiş ağaca benzer, Meyvesini mevsiminde verir, Yaprağı da solmaz. Ne yaparsa başarır.
“Söyle, ‘Efendi Yahve şöyle diyor: Asma gelişecek mi? Kuruyup, taze filizlenen bütün yaprakları solsun diye onun köklerini söküp onun meyvesini koparmayacak mı ? Güçlü bir kol ya da çok halk onu köklerinden kaldıramaz.
Efendi Yahve şöyle diyor: “İşte, ben çobanlara karşıyım. Koyunlarımı onların elinden isteyeceğim, onların koyunları gütmelerine son vereceğim. Çobanlar artık kendi kendilerini gütmeyecekler. Koyunlarımı onların ağzından kurtaracağım, onlara yiyecek olmayacaklar.”
İyi otlakta otlamış olmak size az m geliyor da, otlağından arta kalanı ayaklarınızla çiğniyorsunuz? Ve berrak sulardan içmiş olmak size az mı geliyor da artakalanı ayaklarınızla bulandırıyorsunuz?
“Ey insanoğlu, İsrael çobanlarına karşı peygamberlik et. Peygamberlik et ve onlara, o çobanlara de, ‘Efendi Yahve şöyle diyor: Kendi kendilerini güden İsrael çobanlarının vay haline! Çobanların gütmesi gereken koyunlar değil mi?
“Varlığım hakkı için” diyor Efendi Yahve, “Mademki çoban olmadığı için koyunlarım kesin av oldu, koyunlarım kırın bütün hayvanlarına yem oldular ve çobanlarım koyunlarımı aramadılar, çobanlar koyunlarımı gütmediler ve kendi kendilerini güttüler;
“Efraim, sana ne yapayım? Yahuda, sana ne yapayım? Çünkü sevgin sabah bulutu gibidir, Erkenden dağılan çiy gibidir.
“Eğer taşlar çıkarıldıktan, evi kazıdıktan ve sıvandıktan sonra veba evde yine meydana çıkarsa,
Ama eğer o hizmetkâr yüreğinden, ‘Efendimin gelişi gecikiyor’ der kadın ve erkek hizmetkârları dövmeye, yiyip içip sarhoş olmaya başlarsa,
“Öyleyse dikkat edin! Yoksa yüreğiniz sefahat, sarhoşluk ve bu yaşamın kaygılarıyla ağırlaşır ve o gün ansızın üzerinize gelir.
Böylece artık insanların kurnazlığıyla, aldatıcı düzenler kurmaktaki hileleriyle, öteye beriye savrulan ve her öğretinin rüzgârıyla sürüklenen çocuklar olmayalım.
Onların sonu yıkımdır, tanrıları karınlarıdır. Ayıplarıyla övünürler, dünyasal şeyleri düşünürler.
Çeşitli ve garip öğretilere kapılıp sürüklenmeyin. Çünkü yüreğin yiyecekle değil, lütufla güçlenmesi iyidir. Yiyeceklerle meşgul olanlar bundan fayda görmediler.