Onu kazdı, taşlarını topladı, en seçkin asmayı dikti, Ortasında bir kule bina etti, bir de içinde şarap cenderesi kesti. Üzüm versin diye aradı ama o yaban üzümü verdi.
Markos 11:13 - Yorumsuz Türkçe Çeviri (YTC) Uzakta yapraklanmış bir incir ağacı gördü. Üzerinde belki bir şey bulurum diye geldi. Ağaca vardığında yapraktan başka bir şey bulamadı. Çünkü incir mevsimi değildi. Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001 2008 Uzakta, yapraklanmış bir incir ağacı görünce belki incir bulurum diye yaklaştı. Ağacın yanına vardığında yapraktan başka bir şey bulamadı. Çünkü incir mevsimi değildi. Turkish Bible Old Translation 1941 Uzakta yapraklı bir incir ağacı görüp belki onda bir şey bulurum diye geldi; yanına varınca üzerinde yapraklardan başka bir şey bulmadı; çünkü incir mevsimi değildi. Кирил харфлерийле Тюркче Кутсал Китап Узакта, япракланмъш бир инджир ааджъ гьорюндже белки инджир булурум дийе яклаштъ. Ааджън янъна вардъънда япрактан башка бир шей буламадъ. Чюнкю инджир мевсими деилди. Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar Uzakta yaprak açmış bir incir ağacı gördü. Belki incir vardır diye ona yaklaştı. Ağaca vardığında, yapraklardan başka bir şey bulamadı. Çünkü incir mevsimi değildi. Temel Türkçe Tercüme Uzaktan bol yapraklı bir incir ağacı gördü. Aslında incir mevsimi değildi. Yine de üzerinde bir şey var mı diye bakmak için İsa ağaca yaklaştı. Fakat yapraktan başka bir şey bulmadı. |
Onu kazdı, taşlarını topladı, en seçkin asmayı dikti, Ortasında bir kule bina etti, bir de içinde şarap cenderesi kesti. Üzüm versin diye aradı ama o yaban üzümü verdi.
Çünkü Ordular Yahvesi'nin bağı İsrael'in evidir, Yahuda halkı da onun hoş fidanıdır. Adaleti aradı ama işte, zorbalık, doğruluğu aradı ama işte, sıkıntı feryadı.
Yol kenarında bir incir ağacı görüp yanına geldi. Ağaçta yapraklardan başka bir şey bulmadı. Yeşua ağaca, “Sonsuza dek senden bir daha meyve çıkmasın!” dedi. İncir ağacı hemen kurudu.
Naomi gitti, gelip tarlada orakçıların ardından başak topladı; ve Elimelek soyundan Boaz'ın tarlasındaki paya denk geldi.
Bakın, eğer kendi sınırının yolundan Beyt Şemeş'e kadar çıkarsa, o zaman bize bu büyük kötülüğü O yapmıştır; ama değilse, o zaman bize vuranın O'nun eli olmadığını bileceğiz. Bu bize rastgele olmuştur.”