İsa tapınakta vaaz ederken yüksek sesle şöyle dedi: “Hem beni tanıyorsunuz, hem de nereden geldiğimi biliyorsunuz. Ben kendiliğimden gelmedim. Fakat beni Gönderen gerçektir. Sizlerse Oʼnu tanımıyorsunuz.
Vahiy 7:13 - Temel Türkçe Tercüme İhtiyarların biri bana dönüp sordu: “Beyaz kaftanlar giymiş bu kişiler kim? Nereden geldiler?” Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001 2008 Bu sırada ihtiyarlardan biri bana sordu: “Beyaz kaftan giymiş olan bu kişiler kim, nereden geldiler?” Turkish Bible Old Translation 1941 Ve ihtiyarlardan biri bana cevap vererek dedi: Beyaz kaftanlarla giyinmiş olan bunlar kimlerdir, ve nereden geldiler? Кирил харфлерийле Тюркче Кутсал Китап Бу сърада ихтиярлардан бири бана сорду: „Беяз кафтан гиймиш олан бу кишилер ким, нереден гелдилер?“ Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar Sonra, İhtiyarlar'dan biri bana dönerek, “Kim bu ak giysiler kuşanmış kişiler?” diye sordu, “Nereden geldiler?” Yorumsuz Türkçe Çeviri (YTC) İhtiyarlardan biri bana, “Beyaz kaftanlar kuşanmış olan bu kişiler kim, nereden geldiler?” diye sordu. |
İsa tapınakta vaaz ederken yüksek sesle şöyle dedi: “Hem beni tanıyorsunuz, hem de nereden geldiğimi biliyorsunuz. Ben kendiliğimden gelmedim. Fakat beni Gönderen gerçektir. Sizlerse Oʼnu tanımıyorsunuz.
Petrus bunu görünce, halka şöyle vaaz etmeye başladı: “Ey İsrail halkı! Buna neden şaştınız? Niçin gözlerinizi bize dikmiş bakıyorsunuz? Sanmayın ki bu adamı kendi kuvvetimizle, ya da dindarlığımızla yürüttük!
Ama sende, yani Sart şehrinde elbiselerini kirletmemiş birkaç kişi var. Onlar benimle birlikte beyaz elbiselerle gezinecekler, çünkü buna layıklar.
Aynı anda yirmi dört ihtiyar, tahtta oturan, sonsuzlara kadar diri olan Allahʼın önünde yere kapanıyor ve sonsuzlara kadar diri Olanʼa tapınıyorlardı. Kazandıkları zafer taçlarını tahtın önüne serip şöyle diyorlar:
Tahtın etrafında yirmi dört taht daha vardı. Bu tahtlarda yirmi dört ihtiyar oturmuştu. Üzerlerinde beyaz elbiseler giyinmiş ve başlarında altın taçlar vardı.
Sonra çok sayıda melek gördüm. Tahtın, yaratıkların ve ihtiyarların etrafını sarmışlardı. Onların sayısı binlerce binler ve on binlerce on binlerdi. Meleklerin seslerini işittim.
Ama ihtiyarlardan biri bana şöyle dedi: “Ağlama! Bak, Yahuda oymağından gelen Aslan, Davudʼun Kökü, zafer kazandı. Yedi mührü O çözüp tomarı açar.”
Bu olaylardan sonra baktım, kimsenin sayamayacağı kadar büyük bir kalabalık gördüm. Bu kalabalıkta her milletten, her oymaktan, her halktan ve her dilden insan vardı. Tahtın ve Kuzuʼnun önünde duruyorlardı. Beyaz kaftanlar giymişlerdi. Ellerinde hurma ağacından dallar vardı.