Sonra Kral, sol tarafındakilere şöyle diyecek: ‘Yıkılın karşımdan, lanetli insanlar! İblis ve onun melekleri için hazırlanan, hiç sönmeyen ateşe gidin!
Vahiy 20:10 - Temel Türkçe Tercüme Sonra onları saptıran İblis ateş ve kükürt gölüne atıldı. Canavar ve sahte peygamber de oradaydı. Sonsuza dek gece gündüz işkence çekecekler. Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001 2008 Onları saptıran İblis ise canavarla sahte peygamberin de içinde bulunduğu ateş ve kükürt gölüne atıldı. Gece gündüz, sonsuzlara dek işkence çekeceklerdir. Turkish Bible Old Translation 1941 Ve onları saptıran İblis, canavarla yalancı peygamberin içinde bulundukları ateş ve kükürt gölüne atıldı; ve ebetler ebedince gündüz ve gece kendilerine azap edilecektir. Кирил харфлерийле Тюркче Кутсал Китап Онларъ саптъран Иблис исе джанаварла сахте пейгамберин де ичинде булундуу атеш ве кюкюрт гьолюне атълдъ. Гедже гюндюз, сонсузлара дек ишкендже чекеджеклердир. Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar Onları kandıran iblise gelince, ateş ve kükürt gölüne atıldı. Canavarla yalancı peygamber de oradadır. Sonsuzlara dek, gece gündüz işkence çekecekler. Yorumsuz Türkçe Çeviri (YTC) Onları kandıran İblis, canavarla sahte peygamberin de içinde bulunduğu ateş ve kükürt gölüne atıldı. Sonsuza dek gece gündüz işkence çekecekler. |
Sonra Kral, sol tarafındakilere şöyle diyecek: ‘Yıkılın karşımdan, lanetli insanlar! İblis ve onun melekleri için hazırlanan, hiç sönmeyen ateşe gidin!
Sahte peygamberlerden sakının! Aranıza koyun kılığında girerler, fakat aslında yırtıcı kurtlardır.
Sonra kurbağaya benzeyen üç şeytani ruh gördüm. Biri ejderhanın ağzından, biri canavarın ağzından, biri de sahte peygamberin ağzından çıktı.
Ama canavar yakalandı. Onunla birlikte sahte peygamber de yakalandı. Sahte peygamber, canavarın gözü önünde mucizeler yapmıştı. Canavarın işaretini alan, onun heykeline tapan insanları bu mucizelerle saptırmıştı. İkisi de kükürtle yanan ateş gölüne diri diri atıldı.
Dünyanın dört köşesindeki milletleri, yani Gog ve Magogʼu saptırıp savaşa toplamak için yola çıkacak. Toplananların sayısı denizdeki kum taneleri kadar çoktur.
Bu olağanüstü görüntüde atları ve onlara binmiş olanları gördüm. Göğüslerini koruyan zırh ateş gibi kırmızı, koyu mavi ve kükürt gibi sarıydı. Atların başları aslan başına benziyordu. Ağızlarından ateş, duman ve kükürt fışkırıyordu.