Ya RAB, gökten bak, Kutsal, görkemli ve yüce yerinden bizi gör! Gayretin, gücün nerede? Gönlündeki özlem ve merhameti Bizden esirgedin.
Markos 4:38 - Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001 2008 İsa, teknenin kıç tarafında bir yastığa yaslanmış uyuyordu. Öğrenciler O'nu uyandırıp, “Öğretmenimiz, öleceğiz! Hiç aldırmıyor musun?” dediler. Turkish Bible Old Translation 1941 O ise, kıçta olup yüzyastığı üzerinde uyuyordu. Onlar kendisini uyandırıp dediler: Muallim, helâk olmamıza aldırış etmiyor musun? Кирил харфлерийле Тюркче Кутсал Китап Иса, текненин къч тарафънда бир ястъа ясланмъш уйуйорду. Ьоренджилер О'ну уяндъръп, „Ьоретменимиз, ьоледжеиз! Хич алдърмъйор мусун?“ дедилер. Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar İsa teknenin kıçındaydı, başını bir yastığa yaslamış uyuyordu. Onu uyandırıp, “Öğretmenimiz!” dediler, “Yok olmamıza aldırış etmiyor musun?” Temel Türkçe Tercüme İsa ise, teknenin arka tarafında bir yastığa yaslanmış uyuyordu. Öğrencileri Oʼnu uyandırdılar. “Öğretmenimiz, boğuluyoruz!” dediler. “Buna hiç aldırmıyor musun?” Yorumsuz Türkçe Çeviri (YTC) Yeşua teknenin arka tarafında bir yastık üzerinde uyuyordu. O’nu uyandırıp, “Öğretmenimiz, ölüyoruz umursamıyor musun?” diye sordular. |
Ya RAB, gökten bak, Kutsal, görkemli ve yüce yerinden bizi gör! Gayretin, gücün nerede? Gönlündeki özlem ve merhameti Bizden esirgedin.
Bunlara karşın, ya RAB, Hâlâ kendini tutacak mısın, Suskun kalıp bize alabildiğine eziyet çektirecek misin?
Hirodes yanlılarıyla birlikte gönderdikleri kendi öğrencileri İsa'ya gelip, “Öğretmenimiz” dediler, “Senin dürüst biri olduğunu, Tanrı yolunu dürüstçe öğrettiğini, kimseyi kayırmadığını biliyoruz. Çünkü insanlar arasında ayrım yapmazsın.
Bu sırada büyük bir fırtına koptu. Dalgalar tekneye öyle bindirdi ki, tekne neredeyse suyla dolmuştu.
İsa kalkıp rüzgarı azarladı, göle, “Sus, sakin ol!” dedi. Rüzgar dindi, ortalık sütliman oldu.
Gidip İsa'yı uyandırarak, “Efendimiz, Efendimiz, öleceğiz!” dediler. İsa kalkıp rüzgarı ve kabaran dalgaları azarladı. Fırtına dindi ve ortalık sütliman oldu.
Yakup'un kuyusu da oradaydı. İsa, yolculuktan yorulmuş olduğu için kuyunun yanına oturmuştu. Saat on iki sularıydı.
Bunun için her yönden kardeşlerine benzemesi gerekiyordu. Öyle ki, Tanrı'ya hizmetinde merhametli ve sadık bir başkâhin olup halkın günahlarını bağışlatabilsin.
Çünkü başkâhinimiz zayıflıklarımızda bize yakınlık duyamayan biri değildir; tersine, her alanda bizim gibi denenmiş, ama günah işlememiştir.