Biblia Todo Logo
La Biblia Online
- Anuncios -




Luka 7:13 - Yorumsuz Türkçe Çeviri (YTC)

13 Efendi kadını görünce ona acıdı. Ona, “Ağlama” dedi.

Ver Capítulo Copiar

Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001 2008

13 Rab kadını görünce ona acıdı. Kadına, “Ağlama” dedi.

Ver Capítulo Copiar

Turkish Bible Old Translation 1941

13 Rab anayı görünce, ona acıdı, ve kendisine: Ağlama, dedi.

Ver Capítulo Copiar

Кирил харфлерийле Тюркче Кутсал Китап

13 Раб кадънъ гьорюндже она аджъдъ. Кадъна, „Алама“ деди.

Ver Capítulo Copiar

Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar

13 Rab kadını görünce acıyarak, “Ağlama” dedi.

Ver Capítulo Copiar

Temel Türkçe Tercüme

13 Rab İsa kadını görünce ona acıdı. “Ağlama!” dedi.

Ver Capítulo Copiar




Luka 7:13
36 Referencias Cruzadas  

Bir baba çocuklarına nasıl acırsa, Yahve kendisinden korkanlara öyle acır.


Ama sen, ey Efendim merhametli ve lütufkâr bir Tanrı’sın. Yavaş öfkelenirsin, sevgi dolu iyiliğin ve gerçeğin boldur.


Çünkü sen iyisin, bağışlamaya hazırsın, ey Efendi Seni çağıran herkese karşı Boldur sevgi dolu iyiliğin.


Bütün sıkıntılarında O sıkıntı çekti Ve huzurunda duran melek onları kurtardı. Sevgisiyle ve acımasıyla onları fidye ile kurtardı. Onları taşıdı, eskiden beri de onları taşıdı.


Efraim benim değerli oğlum değil mi? Sevgili çocuk değil mi? Çünkü ona karşı ne zaman konuşsam, Onu hâlâ içtenlikle hatırlıyorum. Bu yüzden yüreğim onu özlüyor. Ona kesinlikle merhamet edeceğim, diyor Yahve.


“Halka acıyorum. Üç gündür benimle birlikteler ve yiyecek hiç şeyleri yok.


Bu şeylerden sonra Efendi başka yetmiş kişi daha görevlendirdi. Onları ikişer ikişer, kendisinin gitmek üzere olduğu her kente ve yere kendi önünden gönderdi.


Yeşua bir yerde duasını bitirince öğrencilerinden biri O’na, “Efendimiz, Yuhanna’nın öğrencilerine öğrettiği gibi sen de bize dua etmeyi öğret” dedi.


Efendi ona şöyle dedi: “Siz Ferisiler kâsenin ve tabağın dışını temizlersiniz, ama içiniz soygunculuk ve kötülükle doludur.


Efendi şöyle dedi: “O halde efendinin, ev halkına zamanında yiyecek vermesi için başlarına atadığı sadık ve bilge kâhya kimdir?


Bu nedenle Efendi ona şu karşılığı verdi: “Sizi ikiyüzlüler! Her biriniz Şabat'da öküzünü ya da eşeğini yemlikten çözüp suya götürmez misiniz?


Elçiler Efendi’ye, “İmanımızı artır” dediler.


Efendi şöyle dedi: “Eğer bir hardal tanesi kadar imanınız olsaydı, şu incir ağacına, ‘Kökünden sökülüp denize dikil’ deseydiniz, o da size itaat ederdi.


Efendi şöyle dedi: “Adaletsiz yargıcın ne dediğini dinleyin.


Zakkay ayağa kalkıp Efendi’ye şöyle dedi: “İşte, Efendimiz, malımın yarısını yoksullara veriyorum. Birinden haksız yere bir şey aldıysam, dört katını geri veririm.”


Efendi dönüp Petrus’a baktı. O zaman Petrus Efendi’nin kendisine, “Horoz ötmeden beni üç kez inkâr edeceksin” dediği sözü hatırladı.


İçeri girdiklerinde Efendi Yeşua’nın cesedini bulamadılar.


Bunlar, “Efendi gerçekten dirildi ve Simon’a göründü!” diyorlardı.


Kentin kapısına yaklaştıklarında işte, ölmüş olan biri çıkarılıyordu; annesinin biricik oğluydu, kadın da bir duldu. Kent halkından büyük bir kalabalık kadınla birlikteydi.


Yaklaşıp tabuta dokununca cenazeyi taşıyanlar durdu. “Delikanlı, sana söylüyorum, kalk!” dedi.


Yuhanna, öğrencilerinden ikisini yanına çağırıp, “Gelecek Olan sen misin, yoksa başka birini mi arayalım?” diyerek onları Yeşua’ya gönderdi.


Herkes ağlıyor ve kızın yasını tutuyordu. Yeşua, “Ağlamayın” dedi. “Kız ölmedi, uyuyor.”


Hasta olan Lazar, Efendi’ye güzel kokulu yağ sürüp saçlarıyla ayaklarını silen Mariyam’ın kardeşiydi.


Bunun üzerine kız kardeşler, “Efendimiz, çok sevdiğin kişi hasta” diyerek Yeşua’ya haber gönderdiler.


Ona, “Kadın, niçin ağlıyorsun?” diye sordular. Onlara, “Çünkü Efendim’i alıp götürmüşler ve O’nu nereye koyduklarını bilmiyorum” dedi.


Yeşua ona, “Kadın, niçin ağlıyorsun? Kimi arıyorsun?” dedi. O’nu bahçıvan sanıp, “Efendim, eğer O’nu sen alıp götürdüysen, nereye koyduğunu bana söyle de gidip O’nu alayım” dedi.


Efendi, Ferisiler’in, Yeşua’nın Yuhanna’dan daha çok öğrenci topladığını ve vaftiz ettiğini duyduğunu öğrendi.


Ancak Efendi’nin şükretmesinden sonra halkın yemek yediği yerin yakınına Taberiye’den tekneler geldi.


Yas tutanlar, yas tutmuyormuş gibi; sevinenler sevinmiyormuş gibi; satın alanlar malı yokmuş gibi;


Kardeşler, uyumuş olanlar konusunda bilgisiz kalmanızı istemiyoruz. Öyle ki, umudu olmayan diğer insanlar gibi üzülmeyesiniz.


Bu nedenle, her şeyde kardeşleri gibi olması gerekiyordu. Öyle ki, halkın günahlarına kefaret etmek üzere Tanrı’ya ilişkin şeylerde merhametli ve sadık bir başkâhin olsun.


Çünkü başkâhinimiz zayıflıklarımız konusunda bize yakınlık duymayan biri değildir; tersine, her açıdan bizim gibi denenmiş, ancak günah işlememiştir.


Yabancı ilâhları aralarından uzaklaştırdılar ve Yahve'ye hizmet ettiler; O'nun Ruhu da İsrael'in sefaleti için kederlendi.


Síguenos en:

Anuncios


Anuncios


¡Síguenos en WhatsApp! Síguenos