Mezmur 124:4 - Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001 2008

⁴ Sular silip süpürürdü bizleri, Seller geçerdi üzerimizden.

Turkish Bible Old Translation 1941

⁴ O zaman bizi sular basarlardı, Canımızın üzerinden sel geçerdi;

Кирил харфлерийле Тюркче Кутсал Китап

⁴ Сулар силип сюпюрюрдю бизлери, Селлер гечерди юзеримизден.

Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar

⁴ Sular silip süpürürdü bizleri, Seller geçerdi üzerimizden.

Yorumsuz Türkçe Çeviri (YTC)

⁴ O vakit sular bizi boğardı, Sel canımızı aşardı,

Mezmur 124:4 Referencias Cruzadas

Eyub 22:11

Her şey kararıyor, göremez oluyorsun, Seller altına alıyor seni.

Mezmur 144:7

Yukarıdan elini uzat, kurtar beni; Çıkar derin sulardan, Al eloğlunun elinden.

Mezmur 18:4

Ölüm iplerine dolanmıştım, Yıkım selleri basmıştı beni,

Mezmur 18:5

Ölüler diyarının bağları sarmıştı, Ölüm tuzakları çıkmıştı karşıma.

Mezmur 32:6

Bu nedenle her sadık kulun Ulaşılır olduğun zaman sana dua etsin. Engin sular taşsa bile ona erişemez.

Mezmur 42:8

Gündüz RAB sevgisini gösterir, Gece ilahi söyler, dua ederim Yaşamımın Tanrısı'na.

Mezmur 69:15

Seller beni sürüklemesin, Engin beni yutmasın, Ölüm çukuru ağzını üstüme kapamasın.

Mezmur 69:2

Dipsiz batağa gömülüyorum, Basacak yer yok. Derin sulara battım, Sellere kapıldım.

İşaya 28:2

Rab'bin güçlü kudretli bir adamı var. Dolu fırtınası gibi, harap eden kasırga gibi, silip süpüren güçlü sel gibi o kenti şiddetle yere çalacak.

İşaya 59:19

Böylece batıdan doğuya kadar insanlar RAB'bin adından ve yüceliğinden korkacak. Çünkü düşman azgın bir ırmak gibi geldiğinde, RAB'bin Ruhu onu kaçırtacak.

Daniel 9:26

Bu altmış iki hafta sonunda meshedilmiş olan öldürülecek ve onu destekleyen olmayacak. Gelecek önderin halkı, kenti ve kutsal yeri yerle bir edecek. Sonu tufanla olacak: Savaş sona dek sürecek. Yıkımların da olacağı kararlaştırıldı.

Vahiy 17:1

Yedi tası alan yedi melekten biri gelip benimle konuştu: “Gel!” dedi. “Sana engin suların kenarında oturan büyük fahişenin çarptırılacağı cezayı göstereyim.

Vahiy 17:15

Bundan sonra melek bana, “Şu gördüğün sular –fahişenin kenarında oturduğu sular– halklar, toplumlar, uluslar ve dillerdir” dedi.