Eyub 5:4 - Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001 2008

⁴ Çocukları güvenlikten uzak, Mahkeme kapısında ezilir, Savunan çıkmaz.

Turkish Bible Old Translation 1941

⁴ Oğulları emniyetten ırak olurlar, Ve kapıda ezilirler, Kurtaran da yoktur;

Кирил харфлерийле Тюркче Кутсал Китап

⁴ Чоджукларъ гювенликтен узак, Махкеме капъсънда езилир, Савунан чъкмаз.

Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar

⁴ Çocukları güvenlikten uzak, Mahkeme kapısında ezilir, Savunan çıkmaz.

Yorumsuz Türkçe Çeviri (YTC)

⁴ Onun çocukları güvenlikten uzaktır. Kapıda eziliriler. Onları kurtaracak kimse de yoktur.

Eyub 5:4 Referencias Cruzadas

Eyub 1:19

ansızın çölden şiddetli bir rüzgar esti” dedi, “Evin dört köşesine çarptı; ev gençlerin üzerine yıkıldı, hepsi öldü. Yalnız ben kurtuldum durumu sana bildirmek için.”

Eyub 10:7

Kötü olmadığımı, Senin elinden beni kimsenin kurtaramayacağını biliyorsun.

Eyub 20:10

Çocukları yoksulların lütfunu dileyecek, Malını kendi eliyle geri verecektir.

Eyub 27:14

Çocukları ne kadar çok olursa olsun, kılıçla öldürülecek, Soyu yeterince ekmek bulamayacaktır.

Eyub 8:4

Oğulların ona karşı günah işlediyse, İsyanlarının cezasını vermiştir.

Mezmur 119:155

Kurtuluş kötülerden uzaktır, Çünkü senin kurallarına yönelmiyorlar.

Mezmur 127:5

Ne mutlu ok kılıfı onlarla dolu insana! Kent kapısında hasımlarıyla tartışırken Utanç duymayacaklar.

Mezmur 7:2

Yoksa aslan gibi parçalayacaklar beni, Kurtaracak biri yok diye, Lime lime edecekler etimi.

Çıkış 20:5

Putların önünde eğilmeyecek, onlara tapmayacaksın. Çünkü ben, Tanrın RAB, kıskanç bir Tanrı'yım. Benden nefret edenin babasının işlediği suçun hesabını çocuklarından, üçüncü, dördüncü kuşaklardan sorarım.

ÖZDEYİŞLER 24:7

Ahmak için bilgelik ulaşılamayacak kadar yüksektir, Kent kurulunda ağzını açamaz.

Amos 5:12

Çünkü isyanlarınızın çok, Günahlarınızın sayısız olduğunu biliyorum, Ey doğru kişiye baskı yapan, Rüşvet alan, Mahkemede mazlumun hakkını yiyenler!

Yeşu 20:4

“Bu kentlerden birine kaçan kişi, kentin kapısına gidip durumunu kent ileri gelenlerine anlatsın. Onlar da onu kente, yanlarına kabul edip kendileriyle birlikte oturacağı bir yer versinler.