Biblia Todo Logo
آن لائن بائبل

- اشتہارات -




Vahiy 8:3 - Yorumsuz Türkçe Çeviri (YTC)

3 Başka bir melek geldi, elinde altın bir buhurdanla sunağın başında durdu. Tahtın önündeki altın sunakta bütün kutsalların dualarına katsın diye ona bol buhur verildi.

باب دیکھیں کاپی

Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001 2008

3 Altın bir buhurdan taşıyan başka bir melek gelip sunağın önünde durdu. Tahtın önündeki altın sunakta bütün kutsalların dualarıyla birlikte sunmak üzere kendisine çok miktarda buhur verildi.

باب دیکھیں کاپی

Turkish Bible Old Translation 1941

3 Ve başka bir melek geldi, ve elinde altın buhurdan olarak mezbahın üzerinde durdu, ve tahtın önünde olan altın mezbah üzerinde bütün mukaddeslerin dualarına katsın diye, kendisine çok buhur verildi.

باب دیکھیں کاپی

Кирил харфлерийле Тюркче Кутсал Китап

3 Алтън бир бухурдан ташъян башка бир мелек гелип сунаън ьонюнде дурду. Тахтън ьонюндеки алтън сунакта бютюн кутсалларън дуаларъйла бирликте сунмак юзере кендисине чок миктарда бухур верилди.

باب دیکھیں کاپی

Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar

3 Başka bir melek geldi, elinde altın buhurdanla sunağa yakın durdu. Tüm kutsalların dualarıyla birlikte tahtın önündeki altın sunakta sunsun diye kendisine bol buhur verildi.

باب دیکھیں کاپی

Temel Türkçe Tercüme

3 Başka bir melek geldi ve kurban yerinin önünde durdu. Elinde altın bir tütsü tası vardı. Bu meleğe çok tütsü verilmişti. Tütsüyü imanlıların dualarına katıp tahtın önündeki altın tütsü masasında Allahʼa sunacaktı.

باب دیکھیں کاپی




Vahiy 8:3
32 حوالہ جات  

Kitabı alınca, dört canlı yaratık ve yirmi dört ihtiyar, Kuzu’nun önünde yere kapandılar. Her birinin elinde birer arp kutsalların duaları olan buhur dolu altın taslar vardı.


Kutsalların dualarıyla buhurun dumanı meleğin elinden Tanrı’nın huzuruna yükseldi.


Duam buhur gibi, El kaldırışım akşam kurbanı gibi Senin önünde dursun.


Buhur saatinde bütün halk kalabalığı dışarıda dua ediyordu.


Altıncı melek borusunu çaldı. Tanrı’nın önündeki altın sunağın boynuzlarından bir ses işittim.


Çünkü güneşin doğduğu yerden battığı yere kadar adım uluslar arasında yücedir; her yerde adıma buhur ve temiz sunu sunulacaktır; çünkü adım ulusların arasında yücedir.” diyor Ordular Yahvesi.


Altın bir buhur sunağı ve her yanı altınla kaplı Antlaşma Sandığı oradaydı. Sandığın içinde altından yapılmış bir man testisi, Aron’un tomurcuklanmış asası ve antlaşma levhaları vardı.


Altın sunağı Buluşma Çadırı'nın içindeki perdenin önüne koydu;


Bu nedenle, kendisi aracılığıyla Tanrı’ya yaklaşanları sonuna dek kurtarmaya yeterlidir. Çünkü onlara aracılık etmek için hep yaşamaktadır.


Mahkûm eden kimdir? Ölmüş, üstelik dirilmiş olan Mesih Yeşua, Tanrı’nın sağındadır ve bizim için aracılık etmektedir.


Efendi'nin sunağın yanında durduğunu gördüm; ve dedi, “Direklerin başlarını vur da, eşikler sarsılsın. Hepsinin başı üzerine onları parçala. Onların sonuncusunu kılıçla öldüreceğim. Hiçbiri kaçmayacak, Hiçbiri kaçıp kurtulmayacak.


tasları, makasları, leğenleri, kaşıkları ve ateş tablaları saf altından; hem iç evin, En Kutsal Yer'in kapılarının hem de tapınağın, evinin kapılarının menteşelerini altından yaptı.


Yaşayan Tanrı’nın mührünü taşıyan başka bir meleğin gün doğusundan yükseldiğini gördüm. Karaya ve denize zarar vermekle görevlendirilen dört meleğe yüksek sesle bağırdı:


Kuzu beşinci mührü açtığında, sunağın altında, Tanrı’nın Sözü ve Kuzu’ya ettikleri tanıklık uğruna öldürülenlerin canlarını gördüm.


Gökten inen güçlü başka bir melek gördüm. Buluta sarınmıştı, başının üzerinde gökkuşağı vardı. Yüzü güneşe benziyordu, ayakları ateşten sütunlar gibiydi.


"Altın sunağın üzerine mavi bir bez serip onu deri bir örtüyle örtecekler ve sırıklarını geçirecekler."


buhurla dolu, on şekellik altın bir kepçe;


Bunun üzerine Seraflar'dan biri, elinde maşayla sunaktan aldığı canlı korla yanıma uçtu.


Sunak ağaçtandı, yüksekliği üç arşın, uzunluğu iki arşındı. Köşeleri, tabanı ve duvarları ağaçtandı. Bana, “Bu, Yahve’nin önündeki masadır” dedi.


Melek buhurdanı aldı, sunağın ateşiyle doldurup yeryüzüne attı. Bunu gök gürlemeleri, sesler, şimşekler ve bir deprem izledi.


Ateş üzerinde yetkili olan başka bir melek sunaktan çıktı ve keskin orağı olana yüksek sesle şöyle seslendi: ‘‘Keskin orağını gönder ve yerin asmasının salkımlarını topla. Çünkü yerin üzümleri tam olgunlaştı!”


ہمیں فالو کریں:

اشتہارات


اشتہارات