Biblia Todo Logo
آن لائن بائبل

- اشتہارات -




Vahiy 4:2 - Yorumsuz Türkçe Çeviri (YTC)

2 Birdenbire Ruh’taydım. İşte, gökte bir taht ve tahtta oturan biri vardı.

باب دیکھیں کاپی

Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001 2008

2 O anda Ruh'un etkisinde kalarak gökte bir taht ve tahtta oturan birini gördüm.

باب دیکھیں کاپی

Turkish Bible Old Translation 1941

2 Hemen Ruhta oldum, ve işte, gökte bir taht konulmuş, ve taht üzerinde bir oturan vardı,

باب دیکھیں کاپی

Кирил харфлерийле Тюркче Кутсал Китап

2 О анда Рух'ун еткисинде каларак гьокте бир тахт ве тахтта отуран бирини гьордюм.

باب دیکھیں کاپی

Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar

2 Ruh'un yönetimindeyken gökte duran bir taht ve tahtta oturan birini gördüm.

باب دیکھیں کاپی

Temel Türkçe Tercüme

2 Birdenbire Allahʼın Ruhʼu üzerime indi. Gökte bir taht ve tahtta oturan birini gördüm.

باب دیکھیں کاپی




Vahiy 4:2
28 حوالہ جات  

Efendi’nin gününde Ruh’taydım. Arkamda boru sesine benzer yüksek bir ses işittim.


Mikaya, “Öyleyse Yahve’nin sözünü dinle” dedi. "Yahve’nin tahtında oturduğunu, bütün gök ordusunun da sağında ve solunda O'nun yanında durduğunu gördüm.


Kral Uzziya'nın öldüğü yıl, Efendi'yi yüce ve yüksek bir taht üzerinde oturduğunu gördüm; ve etekleri tapınağı dolduruyordu.


Başlarının üstündeki boşluğun üstünde, safir taşına benzeyen bir taht benzeyişi vardı. Yukarıda tahtın benzeyişi üzerinde, insan görünüşünün benzeyişi vardı.


Tahtta oturanın sağ elinde içi dışı yazılı, yedi mühürle mühürlenmiş bir kitap gördüm.


Canlı yaratıklar tahtta oturana, sonsuza dek yaşayana yücelik, saygı ve şükran sununca, yirmi dört ihtiyar tahtta oturanın önünde yere kapanıp sonsuza dek diri Olan’a tapınırlar. Taçlarını tahtın önüne atarak şöyle derler: ‘‘Ey Efendimiz ve Tanrımız, Kutsal Olan, Sen yüceliği, saygıyı ve gücü almaya layıksın. Çünkü her şeyi sen yarattın, hepsi senin arzunla yaratılıp var oldular!’’


Tahttan şimşekler çakıyor, sesler ve gök gürlemeleri çıkıyordu. Tahtının önünde alev alev yanan yedi meşale vardı. Bunlar Tanrı’nın yedi Ruhu’dur.


“Tahtlar kuruluncaya ve Günleri Eski Olan oturuncaya dek bekledim. Giysileri kar gibi beyazdı ve başının saçı saf yün gibiydi. Tahtı ateşli alevlerdi ve tekerlekleri yanan ateşti.


Gökteki, yerdeki, yer altındaki, denizdeki tüm yaratıkların ve onlarda bulunan her şeyin şöyle dediğini duydum: “Övgü, saygı, yücelik ve egemenlik sonsuzlara dek taht üzerinde oturanın ve Kuzu’nun olsun! Amin!”


Beni Ruh’ta büyük ve yüksek bir dağa götürdü ve bana kutsal kenti, Tanrı’nın yanından gökten inen Yeruşalem’i gösterdi.


Söylediklerimizin özü şudur: Göklerde, Heybetli Olan’ın tahtının sağında oturan öyle bir başkâhinimiz var ki, insanın değil, Efendi’nin kurduğu asıl tapınma çadırında görev yapmaktadır.


Ben nasıl galip gelerek Babam’la birlikte Babam’ın tahtına oturduysam, galip gelene de benimle birlikte tahtıma oturma hakkı vereceğim.


O zaman baktım ve gördüm, Keruvlar'ın başının üstündeki boşlukta, safir taşı gibi, bir taht benzeyişinin görünüşü gibi onların üstünde bir şey belirdi.


Yağmur gününde buluttaki gökkuşağının görünüşü nasılsa, her yanında parlaklığın görünüşü de öyleydi. Bu, Yahve'nin görkeminin benzeyişinin görünüşüydü. Bunu gördüğüm zaman, yüzüstü düştüm ve konuşan birinin sesini duydum.


Büyük, beyaz bir taht ve üzerinde oturanı gördüm. Yer ve gök önünden kaçıp gitti. Onlardan geride eser bile kalmadı.


Yirmi dört ihtiyarla dört canlı yaratık yere kapanıp, “Amin! Haleluya!” diyerek tahtta oturan Tanrı’ya tapındılar.


Tahtta oturan, “İşte her şeyi yeniliyorum” dedi. “Yaz, çünkü Tanrı’nın bu sözleri güvenilir ve gerçektir.”


Melek beni Ruh’ta çöle götürdü. Yedi başlı, on boynuzlu, üzeri küfür niteliğinde adlarla kaplı, kırmızı bir canavarın üzerinde oturmuş bir kadın gördüm.


Kadın bütün ulusları demir asayla yönetecek bir erkek çocuk doğurdu. Çocuğu hemen alınıp Tanrı’ya, Tanrı’nın tahtına götürüldü.


Dağlara ve kayalara, “Üzerimize yıkılın” dediler, “Tahtta oturanın yüzünden ve Kuzu’nun gazabından bizi saklayın.


Başlangıçtan yüksektilmiş görkemli taht, Tapınağımızın yeridir.


Yahve kutsal tapınağındadır. Yahve gökte tahtındadır. O’nun gözleri bakar. Gözleri insanoğullarını sınar.


Yeşua onlara şöyle dedi: “Öyleyse David Ruh’ta nasıl O’ndan Efendi diye söz ediyor? Şöyle diyor:


ہمیں فالو کریں:

اشتہارات


اشتہارات