16 Ve küçüklerin ve büyüklerin, ve zenginlerin ve fakirlerin, ve hürlerin ve kulların hepsine, sağ elleri yahut alınları üzerine, onlara damga vurduruyor,
Tahtlar gördüm, bu tahtlar üzerinde oturanlara yargılama yetkisi verildi. Yeşua’nın tanıklığı ve Tanrı’nın sözü için başları kesilenlerin canlarını gördüm. Onlar canavara ya da onun suretine tapmamış, alınlarına ve ellerine onun işaretini koydurmamış olanlardı. Hepsi bin yıl boyunca Mesih’le yaşadılar ve hüküm sürdüler.
Canavarla onun önünde doğaüstü belirtiler gerçekleştiren sahte peygamber yakalanıp götürüldü. Sahte peygamber, canavarın işaretini alıp suretine tapanları bu belirtilerle kandırmıştı. Her ikisi de kükürtle yanan ateş gölüne diri diri atıldı.
Yahve ona, “Kentin ortasından, Yeruşalem'in ortasından geç ve onun içinde yapılmakta olan bütün iğrençlikler için inleyen ve ağlayan adamların alınlarına işaret koy” dedi.
Bu nedenle bu sözlerimi yüreğinize ve canınıza koyacaksınız. Onları elinize işaret olarak bağlayacaksınız ve gözlerinizin arasında alın bağı olacaklar.
Tahtın önünde duran irili ufaklı ölüleri gördüm. Kitaplar açıldı. Yaşam kitabı denen başka bir kitap daha açıldı. Ölüler yaptıkları işlere göre kitaplarda yazılanlara göre yargılandı.
Tanrı’nın yardımıyla bugüne dek büyük küçük herkese tanıklık etmekteyim. Peygamberlerin ve Moşe’nin önceden olacağını bildirdiklerinden başka hiçbir şey söylemiyorum.
Ateşle karışık camdan deniz gibi bir şey gördüm. Canavarı, onun suretini ve adının sayısını yenenler cam denizin üzerinde ellerinde Tanrı’nın arplarıyla durmuşlardı.
Uluslar öfkelenmişti, gazabın üzerlerine geldi. Ölülerin yargılanma, sana bağlı hizmetkârların olan peygamberlerin, kutsalların, küçüğünden büyüğüne adından korkanların ödüllendirilme ve yeryüzünü mahvedenlerin mahvolma zamanı geldi.’’