Biblia Todo Logo
آن لائن بائبل

- اشتہارات -




Vahiy 11:3 - Yorumsuz Türkçe Çeviri (YTC)

3 İki tanığıma güç vereceğim ve çula sarınmış olarak bin iki yüz altmış gün peygamberlik edecekler.”

باب دیکھیں کاپی

Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001 2008

3 İki tanığıma güç vereceğim; çul giysiler içinde bin iki yüz altmış gün peygamberlik edecekler.”

باب دیکھیں کاپی

Turkish Bible Old Translation 1941

3 Ve iki şahidime ruhsat vereceğim, ve çulla giyinmiş olarak bin iki yüz altmış gün peygamberlik edeceklerdir.

باب دیکھیں کاپی

Кирил харфлерийле Тюркче Кутсал Китап

3 Ики танъъма гюч вереджеим; чул гийсилер ичинде бин ики йюз алтмъш гюн пейгамберлик едеджеклер.“

باب دیکھیں کاپی

Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar

3 İki tanığıma yetki vereceğim, bin iki yüz altmış gün çul kuşanarak peygamberlik edecekler.”

باب دیکھیں کاپی

Temel Türkçe Tercüme

3 Ben iki şahidime güç vereceğim. Onlar da çuval bezinden yapılan elbiseler giyip, bin iki yüz altmış gün peygamberlik edecekler.”

باب دیکھیں کاپی




Vahiy 11:3
43 حوالہ جات  

Kadın çöle kaçtı. Orada bin iki yüz altmış gün onu beslemeleri için Tanrı tarafından hazırlanmış bir yeri vardı.


‘‘Tapınağın dışındaki avluyu ölçme, onu ayrı tut. Çünkü orası uluslara verilmiştir. Uluslar kırk iki ay kutsal kenti ayaklar altında çiğneyecekler.


Canavara büyük sözler söyleyen, küfürler savuran bir ağız verildi. Kendisine kırk iki ay süreyle savaşma yetkisi de verildi.


Bir kişiye karşı herhangi bir kötülükten ya da işlediği herhangi bir günahtan dolayı tek bir tanık kalkmayacak. İki tanığın ya da üç tanığın ağzıyla bir mesele tespit edilecektir.


Kendisiyle birlikte Galile’den ve Yeruşalem’den çıkmış olanlara çok günler göründü. Onlar halk önünde O’nun tanıklarıdır.


“Ama Kutsal Ruh üzerinize gelince güç alacaksınız. Yeruşalem’de, bütün Yahudiye’de, Samariya’da ve dünyanın en uzak yerlerinde benim tanıklarım olacaksınız.”


Siz bu şeylerin tanıklarısınız.


O gün Efendi, Ordular Yahvesi ağlayışa, yasa, kelliğe ve çul giyinmeye çağırdı;


Yakov giysilerini yırttı, beline çul sardı ve günlerce oğlu için yas tuttu.


Bu, size üçüncü gelişim olacak. “İki ya da üç tanığın ağzıyla her söz sabit olacaktır.”


Tanrı'nın dirilttiği bu Yeşua'nın hepimiz tanıklarıyız.


Siz de tanıklık edeceksiniz, çünkü başlangıçtan beri benimle birliktesiniz.”


Ama dinlemezse, yanına bir ya da iki kişi daha al ki, her söz iki ya da üç tanık ağzıyla kanıtlansın.


Siyon kızının ihtiyarları yerde oturuyorlar. Sessiz kalıyorlar. Başları üzerine toprak attılar. Çul giydiler. Yeruşalem'in kızları başlarını yere eğdiler.


Derim üzerine çul diktim, Boynuzumu toprağa sapladım.


David gözlerini kaldırdı ve elinde çekilmiş bir kılıçla Yeruşalem üzerine uzatmış, yeryüzüyle gökyüzü arasında duran Yahve'nin meleğini gördü. O zaman çul giymiş olan David ve ihtiyarlar yüzüstü yere kapandılar.


Ancak ordugâhta iki kişi kaldı. Birinin adı Eldad, diğerinin adı Medad'dı; ve Ruh onların üzerine durdu. Onlar yazılanlar arasındaydı, ama Çadır'dan çıkmamış olanlardandı; ve ordugâhta peygamberlik ettiler.


Ona tapınmak için ayaklarına kapandım. Bana “Sakın yapma! Ben de seninle ve Yeşua’nın tanıklığını taşıyan kardeşlerinle birlikte ortak hizmetkârım. Tanrı’ya tap! Yeşua’ya tanıklık Peygamberlik Ruhu demektir” dedi.


Yaşam Hükümdarı'nı öldürdünüz, Tanrı O’nu ölümden diriltti. Bizler bunun tanıklarıyız.


Irmak suları üzerinde bulunan keten giyinmiş adamın, sağ elini ve sol elini göğe kaldırarak, sonsuza dek yaşayanın hakkı için ant içtiğini duydum; bir vakit, vakitler, yarım vakit olacak; kutsal halkın gücünü kırmayı bitirdikleri zaman, bütün bu şeyler bitecektir.


Ölecek olan, iki ya da üç tanığın ağzıyla öldürülecektir. Tek bir tanığın ağzıyla öldürülmeyecektir.


Tahtlar gördüm, bu tahtlar üzerinde oturanlara yargılama yetkisi verildi. Yeşua’nın tanıklığı ve Tanrı’nın sözü için başları kesilenlerin canlarını gördüm. Onlar canavara ya da onun suretine tapmamış, alınlarına ve ellerine onun işaretini koydurmamış olanlardı. Hepsi bin yıl boyunca Mesih’le yaşadılar ve hüküm sürdüler.


Bazılarını elçi, bazılarını peygamber, bazılarını müjdeci, bazılarını çoban, bazılarını da öğretmen olarak verdi.


Tanrı toplulukta ilk olarak elçileri, ikinci olarak peygamberleri, üçüncü olarak öğretmenleri, sonra mucize yapanları, şifa armağanı olanları, yardım edenleri, yönetenleri ve çeşitli dillerle konuşanları koydu.


Yuhanna şöyle yanıt verdi: “İnsan kendisine gökten verilmedikçe hiçbir şey alamaz.


David, Yoav'a ve yanında bulunan bütün halka, "Giysilerinizi yırtın, çul giyinin ve Avner'in önünde yas tutun" dedi. Kral David cenazenin ardında yürüdü.


Ahav bu sözleri duyunca giysilerini yırttı, çul giydi, oruç tuttu, çulda yattı ve umutsuzca dolaştı.


Kral Hizkiya bunu duyunca giysilerini yırttı, çula sarındı ve Yahve'nin evine girdi.


Bu ayın yirmi dördüncü günü İsrael'in çocukları oruçlu, üzerlerinde çul ve başlarında toprakla toplandılar.


Giysimi çul yaptığımda, Onlar için bir masal oldum.


Bak, bugün ulusların ve krallıkların üzerine, kökünden sökmek ve yıkmak için, yok etmek ve devirmek için, bina etmek ve dikmek için seni koydum."


“Yine bunları tamamlayınca sağ yanına yatacaksın ve Yahuda evinin suçunu taşıyacaksın. Sana kırk gün, her gün bir yıl olacak şekilde belirledim.


Yüce Olan'a karşı sözler söyleyecek ve Yüce Olan'ın kutsallarını yıpratacak. Zamanları ve yasayı değiştirmeyi tasarlayacak; bir vakte ve vakitlere ve yarım vakte dek onun eline verilecektir.'"


Bana, “İki bin üç yüz akşamla sabaha kadar. O zaman kutsal yer temizlenecek” dedi.


Ey kâhinler, çul giyin ve yas tutun! Ey sunak hizmetkârları, ağıt yakın. Ey Tanrımın hizmetkârları gelin, bütün gece çulda yatın, Çünkü Tanrınız'ın evinden ekmek sunusu ve dökmelik sunu kesildi.


Ninova halkı Tanrı'ya inandı; oruç ilan ettiler ve büyüğünden küçüğüne kadar çula sarındılar.


Ancak hem insan hem de hayvan, çul sarınıp Tanrı'ya güçlü bir şekilde feryat etsinler. Evet, herkes kötü yolundan ve ellerindeki zorbalıktan dönsün.


“Vay sana, Horazin! Vay sana Beytsayda! Çünkü sizde yapılan büyük işler Sur’da ve Sayda’da yapılmış olsaydı, onlar çoktan çul kuşanıp ve kül içinde oturarak tövbe etmiş olurlardı.


“Vay haline, ey Horazin! Vay haline, ey Beytsayda! Çünkü sizde yapılan büyük işler Sur ve Sayda’da yapılmış olsaydı, çoktan çul kuşanıp kül içinde oturmuş, tövbe etmiş olurlardı.


Onlar gökyüzünü kapatma yetkisine sahiptir. Öyle ki, peygamberlik ettikleri günler boyunca yağmur yağmasın. Suları kana dönüştürme, yeryüzünü kaç kez isterlerse her türlü bela ile vurma yetkisine sahiptirler.


ہمیں فالو کریں:

اشتہارات


اشتہارات