Biblia Todo Logo
آن لائن بائبل

- اشتہارات -




Vahiy 10:5 - Yorumsuz Türkçe Çeviri (YTC)

5 Denizde ve karada durduğunu gördüğüm melek sağ elini göğe kaldırdı.

باب دیکھیں کاپی

Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001 2008

5 Denizle karanın üzerinde durduğunu gördüğüm melek, sağ elini göğe kaldırdı.

باب دیکھیں کاپی

Turkish Bible Old Translation 1941

5 Ve deniz üzerinde ve kara üzerinde durmakta olduğunu gördüğüm melek sağ elini göke kaldırdı,

باب دیکھیں کاپی

Кирил харфлерийле Тюркче Кутсал Китап

5 Денизле каранън юзеринде дурдууну гьордююм мелек, са елини гьое калдърдъ.

باب دیکھیں کاپی

Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar

5 Denizde ve karada durduğunu gördüğüm melek, sağ elini göğe doğru kaldırdı.

باب دیکھیں کاپی

Temel Türkçe Tercüme

5 Daha önce gördüğüm, denizin ve karanın üzerinde duran melek sağ elini göğe doğru kaldırdı.

باب دیکھیں کاپی




Vahiy 10:5
29 حوالہ جات  

Irmak suları üzerinde bulunan keten giyinmiş adamın, sağ elini ve sol elini göğe kaldırarak, sonsuza dek yaşayanın hakkı için ant içtiğini duydum; bir vakit, vakitler, yarım vakit olacak; kutsal halkın gücünü kırmayı bitirdikleri zaman, bütün bu şeyler bitecektir.


Çünkü elimi göğe kaldırıyorum, Ebedi varlığımın hakkı için şunu ilan ediyorum:


Yedinci melek tasını havaya boşalttı. Göğün tapınağından, tahttan, “Tamamlandı!” diyen yüksek bir ses geldi.


Yüksek sesle, “Efendi’den korkun ve O’nu yüceltin!” dedi. “Çünkü O’nun yargılama saati geldi. Göğü, yeri, denizi ve su pınarlarını yaratana tapının!”


Elinde küçük, açık bir kitap vardı. Sağ ayağını denize, sol ayağını karaya koydu.


“Ey millet, neden böyle şeyler yapıyorsunuz?” dediler. ‘‘Biz de sizinle aynı doğaya sahip insanız. Bu boş şeylerden diri Tanrı’ya dönesiniz diye size müjde getiriyoruz. Yeri, gökyüzünü, denizi ve onlarda olan her şeyi yaratan O’dur.


Canlı yaratıklar tahtta oturana, sonsuza dek yaşayana yücelik, saygı ve şükran sununca, yirmi dört ihtiyar tahtta oturanın önünde yere kapanıp sonsuza dek diri Olan’a tapınırlar. Taçlarını tahtın önüne atarak şöyle derler: ‘‘Ey Efendimiz ve Tanrımız, Kutsal Olan, Sen yüceliği, saygıyı ve gücü almaya layıksın. Çünkü her şeyi sen yarattın, hepsi senin arzunla yaratılıp var oldular!’’


‘‘Diri Olan Ben’im. Ölmüştüm ve işte sonsuzluklar boyunca diriyim. Amin. Ölümün ve Hades’in anahtarları bendedir.


Sen, yalnız sen, Yahve'sin. Göğü, göklerin göğünü, bütün ordusuyla, yeryüzünü ve üzerindeki her şeyi, denizleri ve onlardaki her şeyi sen yarattın ve onların hepsini sen korursun. Göğün ordusu sana tapınır.


Çünkü Yahve göğü, yeri, denizi ve içlerindeki her şeyi altı günde yarattı ve yedinci gün dinlendi; bu nedenle Yahve Şabat Günü'nü kutsadı ve onu kutsal kıldı."


Avram Sodom Kralı’na şöyle dedi: “Sana ait hiçbir şey, bir iplik, bir çarık bağı bile almayacağıma göğün ve yerin sahibi Yüce Tanrı Yahve'ye elimi kaldırdım. Öyle ki, ‘Avram'ı zengin ettim’ demeyesin.


Tanrı Avraham’a vaat ettiği zaman, daha üstün birinin üzerine ant içemediğinden, kendi üzerine ant içerek şöyle dedi:


O’nun gözle görünmeyen nitelikleri, sonsuz gücü ve Tanrılığı, dünyanın yaratılışından beri yapıtlarıyla anlaşılmakta, açıkça görülmektedir. Bu nedenle özürleri yoktur.


Çünkü çevrede dolaşıp tapındığınız şeyleri incelerken, üzerinde ‘BİLİNMEYEN TANRI’YA’ yazılı bir sunakla karşılaştım. İşte bilmeden tapındığınız bu Tanrı’yı size bildiriyorum.


Onlara de, ‘Efendi Yahve şöyle diyor: İsrael’i seçtiğim, Yakov soyuna ant içtiğim ve Mısır diyarında kendimi onlara bildirdiğim, ‘Ben Tanrınız Yahve'yim’ diyerek ant içtiğim günde,


Ne mutlu yardımcısı Yakov'un Tanrısı olana, Umudu Tanrısı Yahve olana:


Avraham'a, İshak'a ve Yakov'a vermeye söz verdiğim ülkeye sizi getireceğim ve onu miras olarak size vereceğim. Ben Yahve'yim.'”


Her biriniz onu miras alacaksınız; çünkü onu atalarınıza vereceğime ant içtim. Bu ülke size miras olarak düşecek.


Bu yüzden Efendi Yahve şöyle diyor: Ben ant içtim, 'Kesinlikle çevrenizdeki uluslar kendi utançlarını yüklenecekler.'


Sizi İsrael ülkesine, atalarınıza vermeye ant içmiş olduğum ülkeye getirdiğimde, benim Yahve olduğumu bileceksiniz.


Çünkü onları kendilerine vermek üzere ant içmiş olduğum ülkeye getirdiğimde, o zaman her yüksek tepeyi ve her sık ağacı gördüler ve orada kurbanlarını sundular ve orada kışkırtma sunularından takdim ettiler. Orada kendi hoş kokularını da yaptılar ve orada dökmelik sunularını sundular.


Üstelik onları ulusların arasına dağıtacağım, ülkelere saçacağım diye, çölde onlara ant içtim.


Üstelik çölde onlara, süt ve bal akan, bütün ülkelerin yüceliği olan, kendilerine vermiş olduğum ülkeye onları getirmeyeceğime de ant içtim.


ہمیں فالو کریں:

اشتہارات


اشتہارات