Biblia Todo Logo
آن لائن بائبل

- اشتہارات -




İşaya 24:18 - Yorumsuz Türkçe Çeviri (YTC)

18 Öyle olacak ki, korkunun patırtısından kaçan, çukura düşecek; çukurun ortasından çıkan tuzağa yakalanacak. Çünkü yüksekteki pencereler açıldı, dünyanın temelleri de titriyor.

باب دیکھیں کاپی

Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001 2008

18 Dehşet haberinden kaçan çukura düşecek, Çukurdan çıkan tuzağa yakalanacak. Göklerin kapakları açılacak, Dünyanın temelleri sarsılacak.

باب دیکھیں کاپی

Turkish Bible Old Translation 1941

18 Ve vaki olacak ki, dehşet velvelesinden kaçan çukura düşecek; ve çukurun içinden çıkan tuzağa tutulacak; çünkü yüksekteki pencereler açıldı, ve dünyanın temelleri titriyor.

باب دیکھیں کاپی

Кирил харфлерийле Тюркче Кутсал Китап

18 Дехшет хаберинден качан чукура дюшеджек, Чукурдан чъкан тузаа якаланаджак. Гьоклерин капакларъ ачъладжак, Дюнянън темеллери сарсъладжак.

باب دیکھیں کاپی

Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar

18 Dehşet haberinden kaçan çukura düşecek, Çukurdan çıkan tuzağa yakalanacak. Göklerin kapakları açılacak, Dünyanın temelleri sarsılacak.

باب دیکھیں کاپی




İşaya 24:18
26 حوالہ جات  

O zaman yeryüzü sarsılıp titredi. Dağların temelleri de yerinden oynadı, Çünkü Yahve öfkelenmişti.


Noa altı yüz yaşındayken, ikinci ayın on yedinci günü, büyük derinliğin bütün kaynakları fışkırdı, gökyüzünün pencereleri açıldı.


Nasıl bir adam aslandan kaçarken, Ayıyla karşılaşır; Ya da eve girip elini duvara dayar da yılan onu sokar.


Ey Yahve senin azarlamandan, Burnundan çıkan güçlü soluktan, Suların yatakları göründü, Dünyanın temelleri belirdi.


Demir silahtan kaçacak. Tunç ok onu delecek.


Kralın koluna dayandığı başkomutan Tanrı adamına yanıt verip, “İşte, eğer Yahve gökte pencereler yapsa, bu şey olabilir mi?” dedi. O da, “İşte, sen bunu gözlerinle göreceksin, ama ondan yemeyeceksin” dedi.


Yahve Sodom ve Gomora üzerine gökten kükürt ve ateş yağdırdı.


Çünkü insan da zamanını bilmez. Kötü bir ağa yakalanan balıklar gibi, tuzağa düşen kuşlar gibi, insanoğulları da ansızın üzerlerine düştüğünde kötü bir zamana yakalanırlar.


Yahve yeryüzünü kudretle sarsmak için kalktığı zaman, İnsanlar, Yahve'nin dehşetinden ve heybetinin yüceliğinden, Kayalık mağaralara ve yerin çukurlarına girecekler.


Yeryüzünü kudretle sarsmak için Yahve kalktığı zaman, Heybetinin yüceliğinden ve dehşetinin önünden kayaların oyuklarına ve pütürlü kayaların yarıklarına girecekler.


O, tapınak olacak, ama İsrael'in iki evi için de tökezleme taşı ve onları düşüren bir kaya olacak. Yeruşalem halkı için bir kapan ve tuzak olacak.


Bu yüzden gökleri titreteceğim, yeryüzü de Ordular Yahvesi'nin gazabından, kızgın öfkesi gününde yerinden oynayacak.


Ama bu soyulmuş ve talan edilmiş bir halktır. Hepsi çukurlar tarafından yakalanmış, zindanlarda kapanmışlardır. Tutsak oldular, kurtaran yok, yağmalandılar ve kimse, 'Onları geri verin!' demiyor.


Ey Moav sakini, Dehşet, çukur ve tuzak senin üzerindedir,” diyor Yahve.


“Dehşetten kaçan çukura düşecek; Çukurdan çıkan da tuzağa tutulacak, Çünkü onunu üzerine, Moav'ın üzerine, Ziyaretleri yılını getireceğim.


Dehşet ve çukur üzerimize geldi, Kırgın ve yıkım."


Siz kılıçtan korktunuz; ben de üzerinize kılıcı getireceğim,” diyor Efendi Yahve.


Üzerine ağımı atacağım, tuzağıma tutulacak. Onu Babil'e, Keldaniler ülkesine getireceğim. Ama orayı görmeyecek, orada ölecek.


Yüzümü onlara karşı çevireceğim. Ateşten çıkacaklar, ama ateş onları yine yiyip bitirecek. Yüzümü onlara çevirdiğimde, o zaman benim Yahve olduğumu bileceksiniz.


Burnundan duman yükseldi. Ağzından yakıp tüketen bir ateş çıktı. Ondan korlar tutuştu.


"Yahve'nin gününü isteyenlerin vay haline! Yahve'nin gününü neden özlüyorsunuz? O karanlıktır, Ve ışık değil.


ہمیں فالو کریں:

اشتہارات


اشتہارات