Biblia Todo Logo
آن لائن بائبل

- اشتہارات -




İşaya 2:19 - Yorumsuz Türkçe Çeviri (YTC)

19 Yahve yeryüzünü kudretle sarsmak için kalktığı zaman, İnsanlar, Yahve'nin dehşetinden ve heybetinin yüceliğinden, Kayalık mağaralara ve yerin çukurlarına girecekler.

باب دیکھیں کاپی

Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001 2008

19 RAB kalkıp yeryüzünü sarsmaya başlayınca, İnsanlar O'nun dehşetinden Ve yüce görkeminden kaçmak için Kayalık mağaralara, yeraltı kovuklarına saklanacaklar.

باب دیکھیں کاپی

Turkish Bible Old Translation 1941

19 Ve dünyayı kuvvetle sarsmak için RAB kalktığı zaman, heybetinin yüzünden, ve haşmetinin celâlinden, insanlar kayaların mağaralarına, ve toprağın inlerine girecekler.

باب دیکھیں کاپی

Кирил харфлерийле Тюркче Кутсал Китап

19 РАБ калкъп йерйюзюню сарсмая башлайънджа, Инсанлар О'нун дехшетинден Ве йюдже гьоркеминден качмак ичин Каялък мааралара, йералтъ ковукларъна сакланаджаклар.

باب دیکھیں کاپی

Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar

19 RAB kalkıp yeryüzünü sarsmaya başlayınca, İnsanlar O'nun dehşetinden Ve yüce görkeminden kaçmak için Kayalık mağaralara, yeraltı kovuklarına saklanacaklar.

باب دیکھیں کاپی




İşaya 2:19
41 حوالہ جات  

Yahve'nin dehşetinden, heybetinin görkeminden kayaya girin ve toza toprağa saklanın.


O zaman dağlara, ‘Üzerimize düşün’ ve tepelere, ‘Bizi örtün’ demeye başlayacaklar.


İsrael'in günahı, Aven'in yüksek yerleri de yok olacak. Onların sunakları üzerinde diken ve devedikeni çıkacak. Dağlara, "Bizi örtün!" ve tepelere, "Üzerimize düşün!" diyecekler.


Yeryüzünü kudretle sarsmak için Yahve kalktığı zaman, Heybetinin yüceliğinden ve dehşetinin önünden kayaların oyuklarına ve pütürlü kayaların yarıklarına girecekler.


Tanrı’nın gökteki tapınağı açıldı ve tapınağında Efendi’nin Antlaşma Sandığı göründü. Bunu şimşekler, sesler, gök gürlemeleri, yer sarsıntısı ve şiddetli bir dolu izledi.


O zaman O’nun sesi yeri sarsmıştı. Ama şimdi, ‘‘Artık bir kez daha yalnızca yeri değil, gökleri de sarsacağım” diyerek söz vermiştir.


Büyük, beyaz bir taht ve üzerinde oturanı gördüm. Yer ve gök önünden kaçıp gitti. Onlardan geride eser bile kalmadı.


Şimşekler çaktı, sesler ve gök gürlemeleri işitildi. Öyle büyük bir deprem oldu ki, yeryüzünde insan var olduğundan beri böylesine büyük bir deprem olmamıştı.


O gün büyük bir deprem oldu ve kentin onda biri yıkıldı. Depremde yedi bin kişi öldü. Geri kalanlar dehşete kapılıp göğün Tanrısı’nı yücelttiler.


O günlerde insanlar ölümü arayacaklar, ama hiçbir şekilde bulamayacaklar. Ölmeyi arzulayacaklar, ama ölüm onlardan kaçacak.


Dünya onlara layık değildi. Çöllerde, dağlarda, mağaralarda, yerin yarıklarında dolanıp durdular.


Onlar Efendi’nin yüzünden ve yüce gücünden sonsuza dek mahvolma cezasına çarptırılacaklar.


“İşte, ben birçok balıkçı göndereceğim,” diyor Yahve, “ve onları tutacaklar. Sonra birçok avcı göndereceğim, ve her dağdan, her tepeden, kaya kovuklarından onları avlayacaklar.


Yahve'nin onun üzerine koyacağı ceza değneğinin her vuruşu, tef ve çenk sesleriyle birlikte olacak. Silahlarını savurarak onlarla savaşlarda savaşacak.


Öfkeyle kalk, ey Yahve. Düşmanlarımın öfkesine karşı yüksel. Benim için uyan. Yargıyı sen buyurdun.


İkisi de kendilerini Filistliler'in garnizonuna gösterdi. Filistliler, "İşte, İbraniler saklandıkları deliklerden çıkıyorlar!" dediler.


İsraelliler sıkıntı içinde olduklarını görünce (halk sıkıntı içindeydi), halk mağaralarda, çalılıklarda, kayalarda, mezarlarda ve çukurlarda saklandı.


Yeryüzünü yerinden oynatır. Onun direkleri titrer.


Gelecekler ve hepsi ıssız vadilerde, kayaların yarıklarında, bütün dikenli çitlerde ve bütün otlaklarda dinlenecekler.


Bu yüzden gökleri titreteceğim, yeryüzü de Ordular Yahvesi'nin gazabından, kızgın öfkesi gününde yerinden oynayacak.


İşte, Yahve dünyayı boşaltıp harap ediyor, altını üstüne getiriyor ve içinde yaşayanları dağıtıyor.


Öyle olacak ki, korkunun patırtısından kaçan, çukura düşecek; çukurun ortasından çıkan tuzağa yakalanacak. Çünkü yüksekteki pencereler açıldı, dünyanın temelleri de titriyor.


Yeryüzü tümüyle parçalandı. Yeryüzü parçalandı. Yer şiddetle sarsılıyor.


"Şimdi kalkacağım" diyor Yahve. "Şimdi kendimi yukarı kaldıracağım. Artık yüceleceğim.


Atlıların ve okçuların gürültüsünden her kent kaçıyor. Sık ağaçlıklara girip kayalara tırmanıyorlar. Her kent terk ediliyor, orada oturan kimse yok.


Ey sizler, Moav sakinleri, kentleri terk edin de kayada oturun. Uçurumun ağzında yuvasını yapan güvercin gibi olun.


"Onlara de, 'Efendi Yahve şöyle diyor: "Varlığım hakkı için, kesinlikle harap olmuş yerlerde olanlar kılıçla düşecekler. Açık kırda olanları yesinler diye hayvanlara vereceğim, kalelerde ve mağaralarda olanlar salgın hastalıktan ölecek.


Yabancılar zayıflayacaklar, Titreyerek kapalı yerlerinden çıkacaklar.


ہمیں فالو کریں:

اشتہارات


اشتہارات