İşaya 17:11 - Yorumsuz Türkçe Çeviri (YTC)

¹¹ Ektiğiniz gün onu çitle çevirirsin. Sabahleyin tohumunu çiçeklendirirsin, ama keder ve umutsuz dert gününde hasat uçup gider.

Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001 2008

¹¹ Onlar diktiğin gün filizlenip Ertesi sabah tomurcuklanabilir. Ama hastalık ve dinmez acı gününde meyve vermeyecekler.

Turkish Bible Old Translation 1941

¹¹ Onları diktiğin gün çit çekersin, ve sabahlayın tohumunu çiçeklendirirsin; fakat keder ve öldürücü elem gününde mahsul elinden kaçar.

Кирил харфлерийле Тюркче Кутсал Китап

¹¹ Онлар диктиин гюн филизленип Ертеси сабах томурджукланабилир. Ама хасталък ве динмез аджъ гюнюнде мейве вермейеджеклер.

Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar

¹¹ Onlar diktiğin gün filizlenip Ertesi sabah tomurcuklanabilir. Ama hastalık ve dinmez acı gününde meyve vermeyecekler.

İşaya 17:11 حوالہ جات

Hoşea 8:7

Çünkü rüzgâr ekiyorlar, Ve kasırga biçecekler. Ayakta duran buğdayı yok. Sap baş vermeyecek. Verse bile, yabancılar onu yutacak.

Eyub 4:8

Benim gördüğüme göre, kötülük sürenler Ve sıkıntı ekenler, onu biçiyorlar.

Romalılar 2:5

Katılığın ve tövbe etmeyen yüreğine göre, Tanrı’nın adil yargısının ortaya çıkacağı gazap günü için kendine gazap biriktiriyorsun.

Hoşea 9:16

Efraim vuruldu. Kökleri kurudu. Meyve vermeyecekler. Doğursalar bile, yine de rahimlerinin sevgililerini öldüreceğim.”

Yeremya 5:31

Peygamberler yalan peygamberlik ediyor, ve kâhinler kendi yetkileriyle yönetiyor; ve halkım böyle olmasını seviyor. Bunun sonunda ne yapacaksınız?

Mezmur 90:6

Sabahleyin filizlenip yeşerir, Akşama doğru solup kurur.

Levililer 26:20

Gücün boşa gidecek; çünkü toprağınız ürün vermeyecek, ülkenin ağaçları da meyvesini vermeyecek.'"

Tesniye 28:39

Bağlar dikeceksin ve onları işleyeceksin, ama ne şarabından içeceksin ne de devşiriceksin, çünkü onları kurt yiyecek.

İşaya 17:5

Bu, hasatçının buğdayı topladığı ve koluyla tahıl biçtiği zamanki gibi olacak. Evet, Refaim Vadisi'nde tahıl toplayan biri gibi olacak.

Yoel 1:17

Tohumlar toprak kesikleri altında çürüyor. Tahıl ambarları boş kalıyor. Ambarlar yıkılıyor, çünkü buğday kalmadı.