Biblia Todo Logo
آن لائن بائبل

- اشتہارات -




Hoşea 9:8 - Yorumsuz Türkçe Çeviri (YTC)

8 Tanrımla birlikte bir peygamber Efraim'i gözetiyor. Onun bütün yollarında kuşçu tuzağı, Ve Tanrısı'nın evinde düşmanlık var.

باب دیکھیں کاپی

Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001 2008

8 Peygamber Tanrım'ın yanısıra Efrayim'e gözcülük eder, Ama tuzak kurulmuş bütün yollarına, Düşmanlık var Tanrı'nın Tapınağı'nda.

باب دیکھیں کاپی

Turkish Bible Old Translation 1941

8 Efraim Allahımı bekliyordu; peygamber ise, onun bütün yollarında kuşçu tuzağı, ve Allahının evinde düşmanlık var.

باب دیکھیں کاپی

Кирил харфлерийле Тюркче Кутсал Китап

8 Пейгамбер Танръм'ън янъсъра Ефрайим'е гьозджюлюк едер, Ама тузак курулмуш бютюн йолларъна, Дюшманлък вар Танръ'нън Тапънаъ'нда.

باب دیکھیں کاپی

Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar

8 Peygamber Tanrım'ın yanısıra Efrayim'e gözcülük eder, Ama tuzak kurulmuş bütün yollarına, Düşmanlık var Tanrı'nın Tapınağı'nda.

باب دیکھیں کاپی




Hoşea 9:8
42 حوالہ جات  

“Ey kâhinler, dinleyin! Ey İsrael evi, dinleyin ve kulak verin, Ey kral evi! Çünkü yargı size karşıdır; Çünkü Mitspa'da tuzak, Tavor'da serilmiş bir ağ oldunuz.


"Ey insanoğlu, seni İsrael evine bekçi yaptım. Bu yüzden sözü ağzımdan işit ve benim tarafımdan onları uyar.


Surlarına bekçiler yerleştirdim, ey Yeruşalem. Gece gündüz susmayacaklar. Ey Yahve'yi çağıranlar, dinlenmeyin,


Önderlerinize itaat edin ve onlara tabi olun. Çünkü onlar canlarınız için hesap verecek kişiler olarak sizi gözetirler. Öyle ki, yaptıkları işi inleyerek değil, ki bunun size yararı olmaz, sevinçle yapsınlar.


Eğer başka hiç kimsenin yapmadığı işleri onların arasında yapmamış olsaydım, günahları olmazdı. Ama şimdi yaptıklarımı gördükleri halde hem benden hem de Babam’dan nefret ettiler.


“Böylece sen, ey insanoğlu, seni İsrael evine bekçi olarak atadım. Bu yüzden sözü ağzımdan işit ve onları benim tarafımdan uyar.


Peygamberlerinin günahları, ve kâhinlerinin suçları yüzünden bu, Çünkü onlar kentin ortasında doğruların kanını döktüler.


Peygamberlerin senin için sahte, Ve akılsızca görümler gördüler. Senin suçunu açığa çıkarıp Sürgününü geri çevirmediler, Ama senin için sahte vahiyler ve sürgün nedenlerini gördüler.


Çünkü Efraim tepelerindeki bekçilerin, “Kalkın! Siyona'a, Tanrımız Yahve'ye çıkalım” diye bağıracakları bir gün olacak.


O zaman şöyle dedim, “Ah, ey Efendi Yahve! İşte peygamberler onlara, ‘Kılıcı görmeyeceksiniz, kıtlık da çekmeyeceksiniz. Ama bu yerde size kesin esenlik vereceğim’ diyor.”


Üzerinize bekçiler koydum, 'Boru sesini dinleyin!' dedim. Ama onlar dediler ki, 'Dinlemeyeceğiz!'


Halkımın yaralarını da yüzeysel olarak iyileştirdiler, Esenlik olmadığı halde, ‘Esenlik, esenlik!’ dediler.


Kentte dolaşan bekçiler beni buldular; “Onu, canımın sevdiğini gördünüz mü?”


Bir adamı gömerlerken, işte, bir akıncı çetesi gördüler ve adamı Elişa'nın mezarına attılar. Adam Elişa'nın kemiklerine dokunur dokunmaz dirildi ve ayakları üzerine dikildi.


Başkomutan Tanrı adamına karşılık verip, "Şimdi, işte, eğer Yahve göklerde pencereler açsa, böyle bir şey olabilir mi?" demişti. O da, "İşte, bunu sen gözlerinle göreceksin, ama ondan yemeyeceksin" demişti.


Kralın koluna dayandığı başkomutan Tanrı adamına yanıt verip, “İşte, eğer Yahve gökte pencereler yapsa, bu şey olabilir mi?” dedi. O da, “İşte, sen bunu gözlerinle göreceksin, ama ondan yemeyeceksin” dedi.


Bu yüzden Naaman'ın cüzzam hastalığı sonsuza dek sana ve soyuna yapışacaktır." Onun önünden kar gibi beyaz cüzzamlı olarak çıktı.


Sonra indi, Tanrı adamının sözüne göre Yarden'de yedi kez daldı. Eti küçük bir çocuğun eti gibi eski haline döndü, temizlendi.


Uşağı, "Ne, bunu yüz adamın önüne mi koyayım?" dedi. Ama o, "Halka ver de yesinler" dedi. "Çünkü Yahve şöyle diyor, 'Yiyecekler ve birazı artacak.'"


Ama dedi ki, "Öyleyse un getirin." Ve tencereye attı; ve dedi, "Halkın önüne koy da yesinler."


Suların kaynağına çıktı, içine tuz attı ve şöyle dedi: “Yahve diyor ki, ‘Bu suları iyileştirdim. Oradan artık ölüm ve ürünsüz çoraklık olmayacaktır.’”


Eliya'nın üzerinden düşen cübbesini aldı, sulara vurdu ve şöyle dedi, “Eliya’nın Tanrısı Yahve nerede?” O da sulara vurunca, sular ikiye ayrıldı ve Elişa karşıya geçti.


Mikaya, “Eğer esenlikle dönersen, Yahve benim aracılığımla konuşmamış demektir” dedi. “Millet, hepiniz dinleyin!” dedi.


Yahve ona, 'Nasıl?' dedi. O, 'Çıkacağım ve bütün peygamberlerinin ağzında yalancı bir ruh olacağım' dedi. 'Onu kandıracaksın, galip de geleceksin. Çık ve öyle yap.' dedi.


Tanrı’nın doğruluğu, benim yalanımla O’nun yüceliği için çoğaldıysa, ben neden hâlâ bir günahkâr olarak yargılanıyorum?


Kenaana oğlu Sidkiya kendine demir boynuzlar yaptı ve şöyle dedi: “Yahve diyor ki, ‘Suriyeliler tükeninceye kadar onları bunlarla iteceksiniz.’”


O zaman İsrael Kralı dört yüz kadar peygamberi bir araya topladı ve onlara, "Ramot Gilad'a savaşa gideyim mi, yoksa vaz mı geçeyim?" dedi. Onlar, "Çık, çünkü Yahve onu kralın eline teslim edecek" dediler.


"Şimdi adam gönder, bütün İsrael’i, İzebel’in sofrasında yemek yiyen Baal’ın dört yüz elli peygamberini ve Aşera’nın dört yüz peygamberini Karmel Dağı’na topla.”


Çok günler sonra, üçüncü yılda, Yahve'nin sözü Eliya'ya geldi ve dedi: "Git, kendini Ahav'a göster; ben de yeryüzüne yağmur göndereceğim."


Gilad'ın göçmenlerinden biri olan Tişbeli Eliya, Ahav'a şöyle dedi: "Önünde durduğum İsrael'in Tanrısı yaşayan Yahve'nin hakkı için, bu yıllarda ne çiy ne de yağmur olacak, ancak benim sözüm uyarınca olacak."


Canımız kuş avcısının tuzağından Bir kuş gibi kurtuldu. Tuzak kırıldı, biz kurtulduk.


Çünkü insan da zamanını bilmez. Kötü bir ağa yakalanan balıklar gibi, tuzağa düşen kuşlar gibi, insanoğulları da ansızın üzerlerine düştüğünde kötü bir zamana yakalanırlar.


“Samariya peygamberlerinde delilik gördüm. Baal adına peygamberlik ettiler, Ve halkım İsrael'i saptırdılar.


Ziyaret günleri geldi. Hesap günleri geldi. Senin günahlarının çokluğundan, Ve düşmanlığın büyük olduğu için, İsrael, peygamberi akılsız, Esin alan adamı deli sayacak.


Giva günlerinde olduğu gibi Kendilerini derinden bozdular. Suçlarını hatırlayacak, Günahları için onları cezalandıracak.


Ama ben kesime götürülen uysal bir kuzu gibiydim. Bana karşı düzen kurduklarını bilmiyordum, "Ağacı meyvesiyle birlikte yok edelim, Onu yaşayanlar diyarından kesip atalım ki, Adı bir daha hatırlanmasın." diyorlardı.


ہمیں فالو کریں:

اشتہارات


اشتہارات