Biblia Todo Logo
آن لائن بائبل

- اشتہارات -




Çıkış 34:29 - Yorumsuz Türkçe Çeviri (YTC)

29 Moşe, elinde iki antlaşma levhasıyla Sina Dağı'ndan indiğinde, dağdan inerken Moşe, O'nunla konuştuğu için yüzünün derisinin parladığını bilmiyordu.

باب دیکھیں کاپی

Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001 2008

29 Musa elinde iki antlaşma levhasıyla Sina Dağı'ndan indi. RAB'le konuştuğu için yüzü ışıldıyordu, ama kendisi bunun farkında değildi.

باب دیکھیں کاپی

Turkish Bible Old Translation 1941

29 Ve Musa Sina dağından indiği zaman vaki oldu ki, dağdan inerken şehadetin iki levhası kendi elinde idi; ve Musa RAB ile söyleştiğinden yüzünün derisi parladığını bilmiyordu.

باب دیکھیں کاپی

Кирил харфлерийле Тюркче Кутсал Китап

29 Муса елинде ики антлашма левхасъйла Сина Даъ'ндан инди. РАБ'ле конуштуу ичин йюзю ъшълдъйорду, ама кендиси бунун фаркънда деилди.

باب دیکھیں کاپی

Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar

29 Musa elinde iki antlaşma levhasıyla Sina Dağı'ndan indi. RAB'le konuştuğu için yüzü ışıldıyordu, ama kendisi bunun farkında değildi.

باب دیکھیں کاپی




Çıkış 34:29
22 حوالہ جات  

Onların önünde Yeşua’nın görünümü değişti. Yüzü güneş gibi parladı, giysileri ışık gibi bembeyaz oldu.


Yeşua dua ederken yüzünün görünümü değişti, giysisi göz kamaştırıcı bir beyazlığa büründü.


Moşe dönüp elinde iki antlaşma levhasıyla dağdan indi; levhaların iki tarafı da yazılıydı. Onların bir tarafına ve öteki tarafına yazılmıştı.


Sağ elinde yedi yıldız vardı. Ağzından iki ucu keskin bir kılıç çıktı. Yüzü tüm gücüyle parlayan güneş gibiydi.


Yüzündeki geçip gitmekte olanın sonunu İsrael'in çocukları görmesin diye, yüzünü peçeyle örten Moşe gibi değiliz.


Gökten inen güçlü başka bir melek gördüm. Buluta sarınmıştı, başının üzerinde gökkuşağı vardı. Yüzü güneşe benziyordu, ayakları ateşten sütunlar gibiydi.


Kurul’da oturanların hepsi, gözlerini ona dikince, yüzünün bir melek yüzüne benzediğini gördüler.


Ama iyileşen adam O’nun kim olduğunu bilmiyordu. Bulunduğu yer kalabalıktı, Yeşua da çekilmişti.


Dışarı çıkıp ardından gitti. Meleğin yaptığının gerçek olduğunu bilmiyordu, yalnızca bir görüm gördüğünü sanıyordu.


Pavlus, “Kardeşler, onun başkâhin olduğunu bilmiyordum” dedi. ‘‘Çünkü, ‘Halkının bir yöneticisi hakkında kötü konuşmayacaksın’ diye yazılmıştır.”


Onlara, “Beni neden arıyorsunuz? Babamın evinde olmam gerektiğini bilmiyor muydunuz?” dedi.


Ne dediğini kendi de bilmiyordu. Çünkü çok korkmuşlardı.


"Filistliler senin peşinde, Şimşon!" dedi. Uykusundan uyandı ve şöyle dedi: "Diğer zamanlarda olduğu gibi çıkar silkinirim." Ama Yahve'nin kendisinden ayrılmış olduğunu bilmiyordu.


Ay Kralı bunu görünce onlar aceleyle erkenden kalktılar. Kentin adamları, belirlenen zamanda İsrael'e karşı savaşmak üzere Araba'nın önünde çıktılar; ama kentin arkasında kendisine karşı bir pusu olduğunu bilmiyordu.


Kadın iki adamı alıp sakladı. Sonra şöyle dedi: “Evet, adamlar bana geldi ama nereden geldiklerini bilmiyordum.


Geri döndüğünde yine onları uyurken buldu. Çünkü göz kapakları ağırlaşmıştı. O’na ne yanıt vereceklerini bilemediler.


İsrael çocukları bunu görünce birbirlerine, "Bu nedir?" dediler. Çünkü ne olduğunu bilmiyorlardı. Moşe onlara şöyle dedi: "Bu, yemeniz için Yahve'nin size verdiği ekmektir.


Sina Dağı'nda Moşe'le konuşmasını bitirince, Tanrı'nın parmağı ile yazılmış olan iki antlaşma levhasını, ona verdi.


Dönüp dağdan indim ve levhaları yapmış olduğum sandığa koydum; ve onlar Yahve'nin bana buyurduğu gibi oradalar.


Bilge kişi gibi kim var? Ve bir şeyin yorumunu kim bilir? Bir adamın bilgeliği yüzünü aydınlatır ve yüzünün sertliği değişir.


İsrael'in çocukları Moşe'nin yüzünü gördüler, Moşe'nin yüzünün derisi parlıyordu; Moşe O'nunla konuşmak için içeri girene kadar peçeyi tekrar yüzüne kordu.


ہمیں فالو کریں:

اشتہارات


اشتہارات