Biblia Todo Logo
آن لائن بائبل

- اشتہارات -




Vahiy 4:4 - Temel Türkçe Tercüme

4 Tahtın etrafında yirmi dört taht daha vardı. Bu tahtlarda yirmi dört ihtiyar oturmuştu. Üzerlerinde beyaz elbiseler giyinmiş ve başlarında altın taçlar vardı.

باب دیکھیں کاپی

Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001 2008

4 Tahtın çevresinde yirmi dört ayrı taht vardı. Bu tahtlara başlarında altın taçlar olan, beyaz giysilere bürünmüş yirmi dört ihtiyar oturmuştu.

باب دیکھیں کاپی

Turkish Bible Old Translation 1941

4 Ve tahtın etrafında yirmi dört taht; ve tahtlar üzerinde oturan, başları üzerinde altın taçlar ve beyaz esvaplar giyinmiş yirmi dört ihtiyar vardı.

باب دیکھیں کاپی

Кирил харфлерийле Тюркче Кутсал Китап

4 Тахтън чевресинде йирми дьорт айръ тахт вардъ. Бу тахтлара башларънда алтън тачлар олан, беяз гийсилере бюрюнмюш йирми дьорт ихтияр отурмушту.

باب دیکھیں کاپی

Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar

4 Bu tahtı yirmi dört başka taht kuşatıyordu. Tahtlarda ak giysiler kuşanmış yirmi dört İhtiyar oturuyordu. Başlarında altın taçlar vardı.

باب دیکھیں کاپی

Yorumsuz Türkçe Çeviri (YTC)

4 Tahtın çevresinde yirmi dört ayrı taht vardı. Bu tahtlarda başlarında altın taçlar bulunan, beyaz giysiler içinde yirmi dört ihtiyar oturuyordu.

باب دیکھیں کاپی




Vahiy 4:4
24 حوالہ جات  

Allahʼın önünde tahtlarında oturan yirmi dört ihtiyar yüzüstü yere kapanıp Allahʼa tapındılar.


İsa onlara şöyle dedi: “Size doğrusunu söylüyorum: her şey yenilendiği zaman İnsan Oğlu görkemli tahtına oturacak. O vakit benim peşimden gelen sizler de on iki tahta oturup İsrail halkının on iki oymağını yargılayacaksınız.


Aynı anda yirmi dört ihtiyar, tahtta oturan, sonsuzlara kadar diri olan Allahʼın önünde yere kapanıyor ve sonsuzlara kadar diri Olanʼa tapınıyorlardı. Kazandıkları zafer taçlarını tahtın önüne serip şöyle diyorlar:


Bütün melekler tahtın, ihtiyarların ve dört yaratığın etrafında duruyordu. Tahtın önünde yüzüstü yere kapanıp Allahʼa tapındılar.


Sonra tahtlar gördüm. Bu tahtlarda oturanlara yargı yürütme yetkisi verilmişti. İsa hakkında şahitlik edip Allahʼın sözünü yaydıkları için başı kesilenlerin canlarını da gördüm. Onlar canavara ve onun heykeline tapmamış, işaretini alınlarına ya da ellerine almamışlardı. Hayata dönüp Mesihʼle birlikte bin yıl krallık sürdüler.


Dört yaratık, “Amin!” dediler. Yirmi dört ihtiyar da yere kapanıp tapındılar.


Kuzu tomarı alınca, dört yaratık ve yirmi dört ihtiyar Kuzuʼnun önünde yere kapandılar. Her birinin birer sazı ve hoş kokulu tütsü dolu altın tası vardı. Taslar imanlıların dualarıdır.


Öyle ki, krallığımda benim soframda yiyip içesiniz ve tahtlar üzerinde oturup İsrailʼin on iki oymağını yargılayasınız.


Allahʼın gözünde doğru sayıldığımın işareti olan zafer tacı artık beni bekliyor. Adaletli yargıç olan Rab o gün bu tacı bana giydirecek. Hem de sadece bana değil, Oʼnun görkemli gelişini hasretle bekleyen herkese de giydirecek.


Yirmi dört ihtiyar ve dört yaratık yere kapanıp tahtta oturan Allahʼa tapındılar. “Amin! Haleluya!” dediler.


Bu olaylardan sonra baktım, kimsenin sayamayacağı kadar büyük bir kalabalık gördüm. Bu kalabalıkta her milletten, her oymaktan, her halktan ve her dilden insan vardı. Tahtın ve Kuzuʼnun önünde duruyorlardı. Beyaz kaftanlar giymişlerdi. Ellerinde hurma ağacından dallar vardı.


Gökteki ordular beyaz atlara binmiş Oʼnun peşinden gidiyorlardı. Beyaz ve temiz ince keten elbiseler giymişlerdi.


Öldürülen kişilerin her birine beyaz bir kaftan verildi. Kısa bir süre daha beklemeleri istendi. Mesihʼe hizmet eden imanlı kardeşlerinden bazıları onlar gibi öldürülecekti. Onların sayısı tamamlanıncaya kadar beklemeleri istendi.


Çekirgelerin görünüşü savaşa hazırlanmış atlar gibiydi. Onların kafalarında altın taçlara benzer başlıklar vardı. Yüzleri de insan yüzüne benziyordu.


Yakında çekeceğin acılardan hiç korkma. Bak, İblis içinizden bazılarını hapse attıracak. Bu sizi sınamak içindir. Sıkıntılarınız on gün sürecek. Ölüm pahasına da olsa bana sadık kal. O zaman sana zafer tacı olarak sonsuz yaşam vereceğim.


Sana akıl vereyim: Zengin olmak için benden ateşten geçmiş altın satın al. Giyinip çıplaklığının aybını örtmek için beyaz elbiseler al. Görebilmek için de gözlerine sürecek merhem al.


Tahtın önünde sanki kristal gibi duru, camdan bir deniz vardı. Tahtın her dört yanının ortasında birer yaratık duruyordu. Önleri ve arkaları gözlerle doluydu.


O zaman tahtın, ihtiyarların ve dört yaratığın ortasında duran bir Kuzu gördüm. Kuzu sanki kesilmiş gibiydi. Yedi boynuzu ve yedi gözü vardı. Yedi göz, yeryüzünün her tarafına gönderilmiş Allahʼın yedi ruhudur.


Sonra çok sayıda melek gördüm. Tahtın, yaratıkların ve ihtiyarların etrafını sarmışlardı. Onların sayısı binlerce binler ve on binlerce on binlerdi. Meleklerin seslerini işittim.


Bu yüz kırk dört bin kişi tahtın önünde, dört yaratığın ve yirmi dört ihtiyarın önünde yeni bir ilahi söylüyordu. Yeryüzündeki esirlikten kurtarılan yüz kırk dört bin kişiden başka hiç kimse bu ilahiyi öğrenemedi.


ہمیں فالو کریں:

اشتہارات


اشتہارات