Biblia Todo Logo
آن لائن بائبل

- اشتہارات -




2. Timoteos 4:2 - Temel Türkçe Tercüme

2 Allahʼın sözünü vaaz et. Zaman uygun olsun ya da olmasın bu hizmeti gayretle sürdür. İnsanlara günahlarını göster, onları azarla, cesaretlendir, tam bir sabırla eğit.

باب دیکھیں کاپی

Turkish Bible Old Translation 1941

2 kelâmı vâzet, vakitli vakitsiz sıkıştır, bütün tahammül ve talim ile tazir et, tekdir et, teşvik et.

باب دیکھیں کاپی

Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar

2 Tanrı'nın sözünü yay; zamanlı zamansız demeden onu anlat. Eksilmeyen bir sabırla öğretirken eleştir, payla, teşvik et.

باب دیکھیں کاپی

Yorumsuz Türkçe Çeviri (YTC)

2 Sözü duyurun. Zamanlı zamansız demeden acil bir şekilde yapın. Tam bir sabırla eğiterek, ikna et, uyar ve teşvik et.

باب دیکھیں کاپی




2. Timoteos 4:2
36 حوالہ جات  

Kardeşler, size yalvarıyoruz, boş gezenleri uyarın, yüreksizleri yüreklendirin, güçsüzlere destek olun, herkese sabırlı davranın.


Bu şeyleri öğret. İmanlılara cesaret ver ve günah işleyenleri tam bir yetkiyle azarla. Sakın hiç kimse seni hor görmesin.


Ben gelene kadar imanlılar topluluğuna Allahʼın sözünü okumaya, cesaret vermeye ve vaaz etmeye devamlı önem ver.


Kimi seversem, onların hepsini azarlayıp terbiye ederim. Bunun için kendini toparla ve tövbe et.


Bu şahitlik doğrudur. Bu sebeple onları sertçe uyar ki, sağlam imana sahip olsunlar.


Demek ki, bir kişi kendini kötülükten arındırırsa, Allahʼa adanmış özel bir kap gibi olacak. Efendisine faydalı ve her türlü iyi işe hazırlanmış olacak.


Ders alan kişi Allahʼın sözünü öğretenle her çeşit nimeti paylaşsın.


Umudunuz sizi sevindirsin. Eziyete dayanın. Devamlı kendinizi duaya verin.


Ama sen ne öğrettiğimi, nasıl yaşadığımı yakından gördün. Hayattaki amacımı, imanımı, sabrımı, sevgimi ve dayanma gücümü biliyorsun.


Günah işlemeye devam eden liderleri herkesin önünde azarla. Öyle ki, öbürleri de bundan ders alsın.


İmanlılar topluluğuna hizmetkâr oldum. Allah bu görevi bana sizin iyiliğiniz için verdi. Görevim Allahʼın haberini size tüm ayrıntılarıyla vaaz etmektir.


Eğer Allah vaaz edenleri göndermezse nasıl vaaz edecekler? Aynı yazıldığı gibi: “İyi haber müjdeleyenlerin ayakları ne güzeldir!”


Haftanın birinci günü ekmek bölmek için bir araya geldik. Pavlus imanlılara bir konuşma yaptı. Ertesi gün oradan ayrılacağı için konuşmasını gece yarısına kadar sürdürdü.


Şabat günü şehir kapısından çıkıp ırmak kenarına gittik. Orada bir dua yeri olacağını düşündük. Oturduk ve toplanmış olan kadınlarla konuşmaya başladık.


İsa ona şöyle dedi: “Bırak, ölüler kendi ölülerini gömsünler. Ama sen git, Allahʼın Krallığıʼnı duyur.”


İsaʼnın yanına geldikten sonra yüzbaşına yardım etmesi için Oʼna içtenlikle yalvardılar: “Bu adam senin yardımına layıktır.


Peygamberlerin sözlerini küçümsemeyin,


Benim hakkımda şüpheye düşmeyene ne mutlu!”


Kendisine karşı gelenleri yumuşak huyla yola getirmeli. Allah belki de böylelerine tövbe etme fırsatı verir, onlar da gerçeğin farkına varırlar.


Kardeşler, size cesaret vermek için yazdım. Rica ederim, bu kısa mektubu hoş görüp dikkate alın.


Romaʼya geldiğimiz zaman, Pavlusʼun tek başına ev hapsinde kalmasına izin verildi. Sadece bir askerin gözetimi altındaydı.


Salamis şehrine varınca Yahudilerin toplantı yerlerinde Allahʼın sözünü duyurmaya başladılar. Yuhanna Markos onların yardımcısıydı.


Aynı zamanda bizim için de dua edin. Allah bize sözünü yaymamız için bir kapı açsın, öyle ki, Mesih hakkındaki sırrı açıklayalım. Bu gizli planı duyurduğum için hapse düştüm.


Siz hem bizi, hem de Rabbi örnek aldınız. Allahʼın sözünü büyük sıkıntılar içinde, Kutsal Ruhʼun verdiği sevinçle kabul ettiniz.


ہمیں فالو کریں:

اشتہارات


اشتہارات