Biblia Todo Logo
آن لائن بائبل

- اشتہارات -




VAİZ 6:2 - Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001 2008

2 Adam vardır, Tanrı kendisine mal, mülk, saygınlık verir, yerine gelmeyecek isteği yoktur. Ama Tanrı yemesine izin vermez; bir yabancı yer. Bu da boş ve acı bir derttir.

باب دیکھیں کاپی

Turkish Bible Old Translation 1941

2 Bir adam ki, Allah ona zenginlik, mal ve izzet verir, ve dilediği her şeyden canı için eksik bir şey yoktur, fakat onda yemeğe Allah kuvvet vermez, ancak onu bir yabancı yer; bu boştur, ve kötü bir derttir.

باب دیکھیں کاپی

Кирил харфлерийле Тюркче Кутсал Китап

2 Адам вардър, Танръ кендисине мал, мюлк, сайгънлък верир, йерине гелмейеджек истеи йоктур. Ама Танръ йемесине изин вермез; бир ябанджъ йер. Бу да бош ве аджъ бир дерттир.

باب دیکھیں کاپی

Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar

2 Adam vardır, Tanrı kendisine mal, mülk, saygınlık verir, yerine gelmeyecek isteği yoktur. Ama Tanrı yemesine izin vermez; bir yabancı yer. Bu da boş ve acı bir derttir.

باب دیکھیں کاپی

Yorumsuz Türkçe Çeviri (YTC)

2 Tanrı'nın kendisine zenginlik, servet ve saygınlık verdiği, böylece canının arzuladığı hiçbir şeyden yoksun kalmadığı, ancak Tanrı'nın ona yemesi için bir güç vermediği ve onu bir yabancının yediği bir adam. Bu boş ve kötü bir hastalıktır.

باب دیکھیں کاپی




VAİZ 6:2
24 حوالہ جات  

Üstelik Tanrı bir insana mal mülk veriyor, onu yemesi, ödülünü alması, yaptığı işten mutluluk duyması için ona güç veriyorsa, bu bir Tanrı armağanıdır.


Elinle bu insanlardan, ya RAB, Yaşam payı bu dünyada olan insanlardan. Varsın karınları vereceğin cezalara doysun, Çocukları da yiyip doysun, Artanı torunlarına kalsın!


Şişmanlıktan gözleri dışarı fırlar, İçleri kötülük kazanı gibi kaynar.


Sana istemediklerini de vereceğim: Yaşadığın sürece öbür kralların erişemeyeceği bir zenginlik ve onura ulaşacaksın.


Mülkümüz yabancılara geçti, Evlerimiz ellere.


“Bir gölge gibi dolaşır insan, Boş yere çırpınır, Mal biriktirir, kime kalacağını bilmeden.


Gücünü yabancılar yedi, Farkında değil; Saçlarına ak düştü, Farkında değil.


“Ey kral, Yüce Tanrı atan Nebukadnessar'a krallığı, büyüklüğü, yüceliği, görkemi verdi.


Dünyaya nasıl geldiyse öyle gider insan. Bu da acı bir kötülüktür. Ne kazancı var yel için zahmet çekmekten?


Yalnız bir adam vardı, Oğlu da kardeşi de yoktu. Çabaları dinmek nedir bilmezdi, Gözü zenginliğe doymazdı. “Kimin için çalışıyorum, Neden kendimi zevkten yoksun bırakıyorum?” diye sormazdı. Bu da boş ve çetin bir zahmettir.


Harcanan her emeğin, yapılan her ustaca işin ardında kıskançlık olduğunu gördüm. Bu da boş ve rüzgarı kovalamaya kalkışmakmış.


Tanrı Süleyman'a, “Demek yüreğinin dileği bu” dedi, “Zenginlik, mal mülk, onur ya da senden nefret edenlerin ölümünü istemedin, kendin için uzun ömür de istemedin. Bunların yerine seni başına kral yaptığım halkımı yönetmek için bilgi ve bilgelik istedin.


Güzel bir yaşlılık döneminde öldü. Zenginlik ve onur dolu günler yaşadı. Yerine oğlu Süleyman kral oldu.


RAB bütün İsrailliler'in gözünde Süleyman'ı çok yükseltti ve daha önce İsrail'de hiçbir kralın erişemediği bir krallık görkemiyle donattı.


Oraya vardığınızda halkın her şeyden habersiz olduğunu göreceksiniz. Tanrı'nın elinize teslim ettiği bu ülke çok geniş; öyle bir yer ki, hiçbir eksiği yok.”


“Aranızdaki yabancılar yükseldikçe yükselecek, sizse alçaldıkça alçalacaksınız.


Tanımadığınız bir halk toprağınızın ürününü ve bütün emeğinizi yiyecek. Sürekli sıkıştırılacak, ezileceksiniz.


Güneşin altında acı bir kötülük gördüm: Sahibinin zararına biriktirilen Ve bir talihsizlikle yok olup giden servet. Böyle bir servet sahibi baba olsa bile, Oğluna bir şey bırakamaz.


Paranızı neden ekmek olmayana, Emeğinizi doyurmayana harcıyorsunuz? Beni iyi dinleyin ki, iyi olanı yiyesiniz, Bolluğun tadını çıkarasınız!


Gördüm ki, iyi ve güzel olan şu: Tanrı'nın insana verdiği birkaç günlük ömür boyunca yemek, içmek, güneşin altında harcadığı emekten zevk almak. Çünkü insanın payına düşen budur.


ہمیں فالو کریں:

اشتہارات


اشتہارات