Biblia Todo Logo
آن لائن بائبل

- اشتہارات -




Vahiy 18:19 - Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001 2008

19 Başlarına toprak döktüler, yas tutup ağlayarak feryat ettiler: ‘Vay başına koca kent, vay! Denizde gemileri olanların hepsi Onun sayesinde, onun değerli mallarıyla Zengin olmuşlardı. Kent bir saat içinde viraneye döndü.’

باب دیکھیں کاپی

Turkish Bible Old Translation 1941

19 Ve başları üzerine toprak attılar ve ağlıyarak ve matem çekerek: Vay, vay, büyük şehir! denizde gemileri olanların hepsi onun kıymetli mallarından zengin oldular; çünkü bir saatte perişan oldu, diyerek bağırıyorlardı.

باب دیکھیں کاپی

Кирил харфлерийле Тюркче Кутсал Китап

19 Башларъна топрак дьоктюлер, яс тутуп алаярак ферят еттилер: ‚Вай башъна коджа кент, вай! Денизде гемилери оланларън хепси Онун сайесинде, онун деерли малларъйла Зенгин олмушлардъ. Кент бир саат ичинде виранейе дьондю.‘

باب دیکھیں کاپی

Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar

19 Sonra başlarına toprak serptiler. Ağlayıp yas tutarak bağırdılar ve, “Vay başına koca kentin, vay başına onun!” dediler, “Denizde gemisi olanların tümü onun varlığından zenginleşti. Oysa bir saat içinde yıkıma uğradı.

باب دیکھیں کاپی

Temel Türkçe Tercüme

19 Başlarına toz attılar, ağlayıp yas tuttular. Yüksek sesle şöyle dediler: “Vay haline büyük şehir, vay! Denizde gemi sahibi olan herkes, şehrin varlığından zengin oldu. Şehir bir saat içinde yerle bir edildi!”

باب دیکھیں کاپی

Yorumsuz Türkçe Çeviri (YTC)

19 Başlarının üzerine toprak serptiler, yas tutup ağlayarak haykırdılar: ‘Vay başına koca kent, vay! Denizde gemisi olanların hepsi, onun büyük servetiyle zengin olmuşlardı! Kent bir saat içinde ıssız kaldı.’

باب دیکھیں کاپی




Vahiy 18:19
13 حوالہ جات  

Çektiği ıstıraptan dehşete düşecek, uzakta durup, ‘Vay başına koca kent, Vay başına güçlü kent Babil! Bir saat içinde cezanı buldun’ diyecekler.


Bunun üzerine Yeşu giysilerini yırtarak İsrail'in ileri gelenleriyle birlikte başından aşağı toprak döküp RAB'bin Sandığı'nın önünde yüzüstü yere kapandı ve akşama dek bu durumda kaldı.


Yüksek sesle haykırıp Senin için acı acı ağlayacaklar; Başlarına toprak serpecek, Külde yuvarlanacaklar.


Çünkü bütün uluslar Azgın fuhşunun şarabından içtiler. Dünya kralları da Onunla fuhuş yaptılar. Dünya tüccarları Onun aşırı sefahatiyle zenginleştiler.”


Uzaktan onu tanıyamadılar; yüksek sesle ağlayıp kaftanlarını yırtarak başlarına toprak saçtılar.


Bu nedenle başına gelecek belalar –Ölüm, yas ve kıtlık– Bir gün içinde gelecek. Ateş onu yiyip bitirecek. Çünkü onu yargılayan Rab Tanrı güçlüdür.


Benyaminli bir adam savaş alanından koşarak aynı gün Şilo'ya ulaştı. Giysileri yırtılmış, başı toz toprak içindeydi.


Aynı ayın yirmi dördüncü günü İsrailliler toplandı. Hepsi oruç tutmuş, çul kuşanmış, başına toprak serpmişti.


Tamar başına kül saçıp sırtındaki uzun kollu giysiyi yırttı. Elini başına koyup ağlaya ağlaya gitti.


“Gördüğün canavarla on boynuz fahişeden nefret edecek, onu perişan edip çıplak bırakacaklar. Etini yiyip kendisini ateşte yakacaklar.


Ben Tanrı, Sodom ve Gomora'yı nasıl yerle bir ettimse, Kildaniler'in* yüce gururu, Krallıkların en güzeli olan Babil'i de yerle bir edeceğim.


Siyon kızının ileri gelenleri suskun, yere oturmuş, Başlarına toprak saçıp çul kuşanmışlar, Yeruşalim'in erden kızları yere eğmiş başlarını.


ہمیں فالو کریں:

اشتہارات


اشتہارات