Biblia Todo Logo
آن لائن بائبل

- اشتہارات -




Vahiy 16:9 - Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001 2008

9 İnsanlar korkunç bir ısıyla kavruldular. Tövbe edip bu belalara egemen olan Tanrı'yı yücelteceklerine, O'nun adına küfrettiler.

باب دیکھیں کاپی

Turkish Bible Old Translation 1941

9 Ve insanlar büyük hararetle kavruldular; ve bu belâlar üzerine hâkimiyeti olan Allahın ismine küfrettiler; ve ona izzet vermek üzre tövbe etmediler.

باب دیکھیں کاپی

Кирил харфлерийле Тюркче Кутсал Китап

9 Инсанлар коркунч бир ъсъйла каврулдулар. Тьовбе едип бу белалара егемен олан Танръ'йъ йюджелтеджеклерине, О'нун адъна кюфреттилер.

باب دیکھیں کاپی

Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar

9 İnsanlar cayır cayır yanıp kavruldular. Ve bu büyük sıkıntılar üzerinde yetkisi olan Tanrı'ya sövdüler. Günahlarından dönmediler, O'na yücelik vermediler.

باب دیکھیں کاپی

Temel Türkçe Tercüme

9 İnsanlar da korkunç sıcakta kavruldular. Bu belalara izin veren Allahʼın adına hakaret ettiler. Tövbe etmediler, Allahʼı yüceltmediler.

باب دیکھیں کاپی

Yorumsuz Türkçe Çeviri (YTC)

9 İnsanlar şiddetli ısıyla kavruldular. Bu belalar üzerinde egemen olan Tanrı’nın adına küfrettiler. Tövbe edip O’nu yüceltmediler.

باب دیکھیں کاپی




Vahiy 16:9
20 حوالہ جات  

İnsanların üzerine gökten tanesi yaklaşık kırk kilo ağırlığında iri dolu yağdı. Dolu belası öyle korkunçtu ki, insanlar bu yüzden Tanrı'ya küfrettiler.


Tam o saatte şiddetli bir deprem oldu, kentin onda biri yıkıldı. Depremde yedi bin kişi can verdi. Geriye kalanlar dehşete kapılıp gökteki Tanrı'yı yücelttiler.


Tövbe etmesi için ona bir süre tanıdım, ama fuhuş yapmaktan tövbe etmek istemiyor.


Size hayır diyorum. Ama tövbe etmezseniz, hepiniz böyle mahvolacaksınız.”


Size hayır diyorum. Ama tövbe etmezseniz, hepiniz böyle mahvolacaksınız.


Ya RAB, gözlerin gerçeği arıyor. Onları vurdun, ama incinmediler, Onları yiyip bitirdin, Ama yola gelmeyi reddettiler. Yüzlerini kayadan çok sertleştirdiler, Geri dönmek istemediler.


Yüksek sesle şöyle diyordu: “Tanrı'dan korkun! O'nu yüceltin! Çünkü O'nun yargılama saati geldi. Göğü, yeri, denizi, su pınarlarını yaratana tapının!”


Geriye kalan insanlar, yani bu belalardan ölmemiş olanlar, kendi elleriyle yaptıkları putlardan dönüp tövbe etmediler. Cinlere ve göremeyen, işitemeyen, yürüyemeyen altın, gümüş, tunç, taş, tahta putlara tapmaktan vazgeçmediler.


Korkarım size tekrar geldiğimde Tanrım beni önünüzde utandıracak; daha önce günah işleyip de kapıldıkları pisliklerden, fuhuş ve sefahatten tövbe etmeyen birçokları için yas tutacağım.


Yaptığın ahlaksızlık seni kirletti. Seni temizlemek istedim, Ama sen pisliğinden temizlenmek istemedin. Sana karşı öfkem yatışıncaya dek Pisliğinden temizlenmeyeceksin.


Aç ve çaresiz, ülkede dolanıp duracaklar. Aç kalınca öfkelenip krallarına, Tanrıları'na lanet edecekler. Yukarıya da


Neden bir daha dövülesiniz? Neden vefasızlığı sürdürüyorsunuz? Baş büsbütün hasta, yürek büsbütün yaralı.


İşte Ahaz denen bu kral, sıkıntılı günlerinde RAB'be ihanetini artırdı.


Elişa konuşmasını bitirmeden, haberci yanına geldi ve, “Bu felaket RAB'dendir” dedi, “Neden hâlâ RAB'bi bekleyeyim?”


O zaman Yeşu Akan'a, “Oğlum” dedi, “İsrail'in Tanrısı RAB'bin hakkı için doğruyu söyle, ne yaptın, söyle bana, benden gizleme.”


Uzun süre sonra RAB bana, “Kalk, Perat'a git, gizlemeni buyurduğum kuşağı al” dedi.


ہمیں فالو کریں:

اشتہارات


اشتہارات