Biblia Todo Logo
آن لائن بائبل

- اشتہارات -




İşaya 6:2 - Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar

2 Üzerinde Seraflar duruyordu; her birinin altı kanadı vardı; ikisiyle yüzlerini, ikisiyle ayaklarını örtüyor, öbür ikisiyle de uçuyorlardı.

باب دیکھیں کاپی

Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001 2008

2 Üzerinde Seraflar duruyordu; her birinin altı kanadı vardı; ikisiyle yüzlerini, ikisiyle ayaklarını örtüyor, öbür ikisiyle de uçuyorlardı.

باب دیکھیں کاپی

Turkish Bible Old Translation 1941

2 Kendisinden yukarıda Seraflar duruyordu; her birinin altı kanadı vardı; ikisile yüzünü örtüyor, ve ikisile ayaklarını örtüyordu; ve ikisile uçuyordu.

باب دیکھیں کاپی

Кирил харфлерийле Тюркче Кутсал Китап

2 Юзеринде Серафлар дуруйорду; хер биринин алтъ канадъ вардъ; икисийле йюзлерини, икисийле аякларънъ ьортюйор, ьобюр икисийле де учуйорлардъ.

باب دیکھیں کاپی

Yorumsuz Türkçe Çeviri (YTC)

2 O'nun üzerinde Seraflar duruyordu. Her birinin altı kanadı vardı. İkisiyle yüzünü örtüyordu. İkisiyle ayaklarını örtüyordu. İkisiyle uçuyordu.

باب دیکھیں کاپی




İşaya 6:2
34 حوالہ جات  

Dört yaratıktan her birinin altışar kanadı vardı; içleri de, dışları da gözlerle doluydu. Gece gündüz durmak dinlenmek bilmeden şöyle diyorlardı: “Kutsal, kutsal, kutsal Rab Tanrı, Her Şeye Gücü Yeten. Var Olan, Var Olmuş ve Gelecek Olan.”


Yüzleri böyleydi. Kanatları yukarıya doğru açılmıştı. Her yaratığın iki kanadı yanda öbür yaratıkların kanadına değiyor, iki kanatla da bedenlerini örtüyordu.


Rüzgarları kendine haberci, Yıldırımları hizmetkâr eden sensin.


RAB'be övgüler sunun, ey sizler, O'nun melekleri, O'nun sözünü dinleyen, Söylediklerini yerine getiren güç sahipleri!


Seraflar'dan biri bana doğru uçtu, elinde sunaktan maşayla aldığı bir kor vardı;


Bir Keruv'a binip uçtu, Rüzgar kanatlar takarak hızla geldi.


Her kanadı beşer arşın olan Keruv'un açık kanatları bir uçtan öbür uca toplam on arşındı.


Sonra göğün ortasında uçan başka bir melek gördüm. Yeryüzünde yaşayanlara müjde vermek için, sonsuza dek geçerli olan Sevindirici Haber'i taşıyordu. Her ulusa, her oymağa, her dile, her halka


Baktım, göğün ortasında uçarken yüksek sesle bağıran bir kartalın sesini duydum: “Üç melek borularını öttürüp artakalan sesler de duyulunca, vay başına yeryüzünde yaşayanların! Vay, vay onların haline!”


Bütün melekler tahtın, İhtiyarlar'ın, dört yaratığın çevresinde duruyorlardı. Tahtın önünde yüzüstü yere kapanıp Tanrı'ya tapındılar.


Önünden ateşten bir ırmak çıkıp akıyordu. Binlerce binler O'na hizmet ediyordu; On binlerce on binler Önünde duruyordu. Mahkeme kuruldu, Kitaplar açıldı.


Her birinin dört yüzü, dört kanadı vardı. Kanatlarının altında insan elini andıran bir şey vardı.


Yaratıklar hareket edince, kanatlarının çıkardığı sesi duydum. Gürül gürül akan suların çağıltısını, Her Şeye Gücü Yeten'in sesini, bir ordunun gürültüsünü andırıyordu. Durunca kanatlarını indiriyorlardı.


Kanatları birbirine değerek dosdoğru ilerliyor, ilerlerken sağa sola dönmüyordu.


her birinin dört yüzü, dört kanadı vardı.


Tanrı meleklerine güvenmiyorsa, Gökler bile O'nun gözünde temiz değilse,


Bir gün ilahi varlıklar RAB'bin huzuruna çıkmak için geldiklerinde, Şeytan da onlarla geldi.


Mikaya konuşmasını sürdürdü: “Öyleyse RAB'bin sözünü dinle! Gördüm ki, RAB tahtında oturuyor, bütün göksel varlıklar da sağında, solunda duruyordu.


Keruvlar'ın kanatları sandığın konduğu yerin üstüne kadar uzanıyor ve sandığı da, sırıklarını da örtüyordu.


Süleyman Keruvlar'ı tapınağın iç odasına yerleştirdi. Keruvlar'dan birinin açık kanadı bir duvara, ötekinin kanadı karşı duvara erişirken, öbür kanatları da odanın ortasında birbirine değiyordu.


Keruvlar yukarı doğru açık kanatlarıyla kapağı örtüyor, yüzleri birbirine dönük kapağa bakıyorlardı.


Keruvlar yukarı doğru açık kanatlarıyla kapağı örtecek. Yüzleri birbirine dönük olacak ve kapağa bakacak.


Kutsallar topluluğunda Tanrı korku uyandırır, Çevresindekilerin hepsinden ulu ve müthiştir.


Bakın, Tanrı kullarına güvenmez, Meleklerinde hata bulur da,


İlyas bu sesi duyunca, cüppesiyle yüzünü örttü, çıkıp mağaranın girişinde durdu. O sırada bir ses, “Burada ne yapıyorsun, İlyas?” dedi.


Ben babanın Tanrısı, İbrahim'in Tanrısı, İshak'ın Tanrısı ve Yakup'un Tanrısı'yım.” Musa yüzünü kapadı, çünkü Tanrı'ya bakmaya korkuyordu.


Avram yüzüstü yere kapandı. Tanrı,


Melekler için de şunları bildirir: “O ki, meleklerini rüzgara dönüştürür, Hizmetkârlarını da ateş alevine.”


Buhur yakıldığı sırada bütün halk topluluğu dışarıda dua ediyordu.


Melek önündeki meleklere, “Üzerinden kirli giysileri çıkarın” dedi. Sonra Yeşu'ya, “Bak, suçunu kaldırdım. Sana bayramlık giysiler giydireceğim” dedi.


daha dua ediyorken, önceden görümde gördüğüm adam –Cebrail– akşam sunusu saatinde hızla uçarak yanıma geldi.


Keruvlar hareket edince, yanlarındaki tekerlekler de hareket ediyor, Keruvlar yerden yükselmek için kanatlarını açınca, tekerlekler de yanlarından ayrılmıyordu.


Kuzeyden esen kasırganın göz alıcı bir ışıkla çevrelenmiş, ateş saçan büyük bir bulutla geldiğini gördüm. Ateşin ortası ışıldayan madeni andırıyordu.


Halk şöyle dua etti: “Tek RAB sensin. Gökleri, göklerin göklerini, bütün gök cisimlerini, yeryüzünü ve içindeki her şeyi, denizleri ve içlerindeki her şeyi sen yarattın. Hepsine sen can verdin. Bütün gök cisimleri sana tapınır.


ہمیں فالو کریں:

اشتہارات


اشتہارات