Biblia Todo Logo
آن لائن بائبل

- اشتہارات -




İbraniler 9:4 - Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar

4 İçinde buhur yakılan altın sunakla 'Antlaşma Sandığı' orada dururdu. Baştan başa altın kaplı 'Antlaşma Sandığı'nda içinde man saklanan altın testi, Harun'un filizlenen asası ve antlaşma levhaları vardı.

باب دیکھیں کاپی

Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001 2008

4 Altın buhur sunağıyla her yanı altınla kaplanmış Antlaşma Sandığı buradaydı. Sandığın içinde altından yapılmış man testisi, Harun'un filizlenmiş değneği ve antlaşma levhaları vardı.

باب دیکھیں کاپی

Turkish Bible Old Translation 1941

4 onda altın buhur mezbahı, ve her tarafından altınla kaplı ahit sandığı vardı; bunun içinde manı havi altın testi, ve Harunun filizlenmiş asası, ve ahit levhaları vardı;

باب دیکھیں کاپی

Кирил харфлерийле Тюркче Кутсал Китап

4 Алтън бухур сунаъйла хер янъ алтънла капланмъш Антлашма Сандъъ бурадайдъ. Сандъън ичинде алтъндан япълмъш ман тестиси, Харун'ун филизленмиш денеи ве антлашма левхаларъ вардъ.

باب دیکھیں کاپی

Temel Türkçe Tercüme

4 En kutsal yere ait altın tütsü masası ve antlaşma sandığı vardı. O sandığın her yanı altınla kaplanmıştı. İçinde altın kap vardı. Kapta man denen yiyecek bulunurdu. Sandığın içinde Harunʼun filizlenen değneği ve antlaşmanın yazılı olduğu taş tablalar da vardı.

باب دیکھیں کاپی

Yorumsuz Türkçe Çeviri (YTC)

4 Altın bir buhur sunağı ve her yanı altınla kaplı Antlaşma Sandığı oradaydı. Sandığın içinde altından yapılmış bir man testisi, Aron’un tomurcuklanmış asası ve antlaşma levhaları vardı.

باب دیکھیں کاپی




İbraniler 9:4
26 حوالہ جات  

RAB Musa'ya, “Başkaldıranlara bir uyarı olsun diye Harun'un değneğini saklanmak üzere Levha Sandığı'nın önüne koy” dedi, “Onların benden yakınmalarına son vereceksin; öyle ki, ölmesinler.”


Sandığın içinde Musa'nın Horev Dağı'nda koyduğu iki levhadan başka bir şey yoktu. Bunlar Mısır'dan çıkışlarında RAB'bin İsrailliler'le yaptığı antlaşmanın levhalarıydı.


RAB'bin huzurunda bulunan sunağın üzerindeki korları buhurdana koyup iki avuç dolusu ince öğütülmüş güzel kokulu buhurla perdenin arkasına geçecek.


Levha Sandığı'nı oraya getirip perdeyle gizle.


Perdeyi kopçaların altına asıp Levha Sandığı'nı perdenin arkasına koy. Perde Kutsal Yer'le* En Kutsal Yer'i* birbirinden ayıracak.


Seçeceğim kişinin değneği filiz verecek. İsrail halkının sizden sürekli yakınmasına son vereceğim.”


Musa elinde iki antlaşma levhasıyla Sina Dağı'ndan indi. RAB'le konuştuğu için yüzü ışıldıyordu, ama kendisi bunun farkında değildi.


Başka bir melek geldi, elinde altın buhurdanla sunağa yakın durdu. Tüm kutsalların dualarıyla birlikte tahtın önündeki altın sunakta sunsun diye kendisine bol buhur verildi.


Ayrıca, RAB'bin atalarımızı Mısır'dan çıkardığında onlarla yaptığı antlaşmanın içinde korunduğu sandık için tapınakta bir yer hazırladım.”


Sandığın içinde Musa'nın Horev Dağı'nda koyduğu iki taş levhadan başka bir şey yoktu. Bunlar Mısır'dan çıkışlarında RAB'bin İsrailliler'le yaptığı antlaşmanın taş levhalarıydı.


Saf altın taslar, fitil maşaları, çanaklar, tabaklar, buhurdanlar. Tapınaktaki iç odanın, yani En Kutsal Yer'in ve ana bölümün kapı menteşeleri de altındandı.


Ertesi gün Musa Levha Sandığı'nın bulunduğu çadıra girdi. Baktı, Levi oymağını temsil eden Harun'un değneği filiz vermiş, tomurcuklanıp çiçek açmış, badem yetiştirmiş.


Tanrı Sina Dağı'nda Musa'yla konuşmasını bitirince, üzerine eliyle antlaşma koşullarını yazdığı iki taş levhayı ona verdi.


Musa döndü, elinde antlaşma koşulları yazılı iki taş levhayla dağdan indi. Levhaların ön ve arka iki yüzü de yazılıydı.


Akasya ağacından bir buhur sunağı yaptı. Kare biçiminde, boyu ve eni birer arşın, yüksekliği iki arşındı. Boynuzları kendindendi.


Daha önce taş levhaları –RAB'bin sizinle yaptığı antlaşmanın levhalarını– almak için dağa çıkmıştım; orada kırk gün, kırk gece kaldım. Ne yedim, ne içtim.


Kırk gün, kırk gece sonra RAB bana iki taş levhayı, antlaşma levhalarını verdi.


Ardından, gökte Tanrı'nın Tapınağı açıldı. Tapınağının içinde O'nun Antlaşma Sandığı göründü. Şimşekler çaktı; sesler, gök gürlemeleri duyuldu; deprem oldu, şiddetli dolu yağdı.


ہمیں فالو کریں:

اشتہارات


اشتہارات