Yahve Efendim’e: “Ben düşmanlarını ayakların için tabure edene dek, Sağımda otur” dedi.
İbraniler 12:2 - Yorumsuz Türkçe Çeviri (YTC) Gözümüzü imanımızı başlatan ve tamamlayan Yeşua’ya dikelim. O önüne konan sevinç uğruna çarmıhın utancını hiçe sayarak katlandı ve Tanrı’nın tahtının sağında oturdu. Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001 2008 Gözümüzü imanımızın öncüsü ve tamamlayıcısı İsa'ya dikelim. O kendisini bekleyen sevinç uğruna utancı hiçe sayıp çarmıhta ölüme katlandı ve şimdi Tanrı'nın tahtının sağında oturuyor. Turkish Bible Old Translation 1941 o, önüne konulan sevinç uğruna utancı hiçe sayıp haça tahammül etti, ve Allahın tahtının sağında oturdu. Кирил харфлерийле Тюркче Кутсал Китап Гьозюмюзю иманъмъзън ьонджюсю ве тамамлайъджъсъ Иса'я дикелим. О кендисини беклейен севинч уруна утанджъ хиче сайъп чармъхта ьолюме катландъ ве шимди Танръ'нън тахтънън саънда отуруйор. Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar Gözlerimiz imanımızın önderi ve tamamlayıcısı İsa'ya baksın. O utancı hiç önemsemeyerek önündeki sevinç için çarmıha katlandı. Şimdi Tanrı'nın tahtının sağında oturmuştur. Temel Türkçe Tercüme Gözümüz İsaʼda olsun. İmanımızın öncüsü ve tamamlayıcısı İsaʼdır. O, kendisini bekleyen sevinç için utancı hiçe sayarak çarmıhta ölmeye katlandı ve şimdi Allahʼın tahtının sağında oturuyor. |
Yahve Efendim’e: “Ben düşmanlarını ayakların için tabure edene dek, Sağımda otur” dedi.
Yahve beni endişelendiren şeyi tamam eder. Sevgi dolu iyiliğin sonsuza dek sürer, ey Yahve. Kendi ellerinin işlerini bırakma.
Vay haline, yardım için Mısır'a inenlerin, Atlara güvenenlerin, sayıları çok olduğu için savaş arabalarına, Çok güçlü oldukları için atlılara güvenenlerin, Ama İsrael'in Kutsalı'na güvenmeyenlerin, Yahve'yi aramayanların!
O, insanlar tarafından hor görüldü ve reddedildi; Hastalıkları yakından tanıyan acılar adamıydı. İnsanların kendisinden yüzlerini gizledikleri biri gibi hor görüldü; Ve biz ona saygı duymadık.
Moşe tunçtan bir yılan yapıp onu direğin üzerine koydu. Eğer bir kişiyi yılan ısırmışsa, o kişi tunç yılana baktığında yaşıyordu.
O andan itibaren Yeşua, kendisinin Yeruşalem’e gitmesi, ileri gelenler, başkâhinler ve yazıcıların elinden çok acı çekmesi, öldürülmesi ve üçüncü gün dirilmesi gerektiğini öğrencilerine göstermeye başladı.
Nitekim İnsanoğlu hizmet edilmeye değil, hizmet etmeye ve yaşamını birçokları için fidye olarak vermeye geldi.”
“Abba, Baba, senin için her şey mümkün” dedi. “Lütfen bu kaseyi benden uzaklaştır. Ancak benim isteğim değil, senin isteğin gerçekleşsin.”
Yeşua, “Evet” dedi. “Gerçekten önce Eliya gelir ve her şeyi yerine koyar. Nasıl oluyor da İnsanoğlu hakkında çok acı çekmesi ve hor görülmesi gerektiği yazılmıştır?
Çocuğun babası hemen gözyaşlarıyla, “İman ediyorum. İnançsızlığıma yardım et!” diye feryat etti.
Hirodes de askerleriyle birlikte O’nu aşağılayıp O'nunla alay etti. Hirodes O’na gösterişli bir giysi giydirip Pilatus’a geri gönderdi.
Yuhanna ertesi gün Yeşua’nın kendisine doğru geldiğini gördü ve şöyle dedi: “İşte, dünyanın günahını ortadan kaldıran Tanrı Kuzusu!
Size doğrusunu söyleyeyim, buğday tanesi toprağa düşüp ölmedikçe, tek başına yalnız kalır. Ama ölürse, bol ürün verir.
Yeşua, Baba’nın her şeyi kendi eline verdiğini, Tanrı’dan geldiğini ve Tanrı’ya gitmekte olduğunu biliyordu.
Beni gönderenin isteği şudur, Oğul’u gören ve O’na iman eden herkesin sonsuz yaşamı olsun. Ben de onu son günde dirilteceğim.”
“Bütün İsrael halkı şunu kesinlikle bilsin ki, Tanrı, çarmıha gerdiğiniz bu Yeşua’yı hem Efendi hem de Mesih yaptı.”
İsrael’e tövbe ve günahların bağışlanmasını vermek için Tanrı O’nu Hükümdar ve Kurtarıcı olarak kendi sağına yükseltti.
Böylece onlar Yeşua’nın adından ötürü hakarete layık görüldükleri için sevinçle Yüksek Kurul’un önünden ayrıldılar.
Çünkü çarmıh sözü, ölmekte olanlar için akılsızlıktır, ama kurtulmakta olan bizler için Tanrı'nın gücüdür.
Ama biz çarmıha gerilmiş Mesih’i duyuruyoruz. Mesih Yahudiler için tökez taşı, Grekler için akılsızlıktır.
Mesih’in bizi nasıl sevip bizim için kendisini hoş kokulu bir sunu ve kurban olarak Tanrı’ya teslim ettiyse, siz de öylece sevgide yürüyün.
Şundan eminim ki, sizde iyi bir işe başlamış olan Tanrı bunu Mesih Yeşua’nın gününe dek tamamlayacaktır.
Bundan böyle, doğruluk tacı benim için hazır duruyor. Adil yargıç, Efendi o gün bu tacı bana, yalnız bana değil, O’nun görünmesini sevenlerin hepsine verecektir.
Tanrı hiçbir zaman meleklerinden birine, “Düşmanlarını ayaklarının altına serinceye dek, sağımda otur” demiş midir?
Oğul, O’nun yüceliğinin ışıltısı, Tanrı özünün tam görüntüsüdür. Güçlü sözüyle her şeyi bir arada tutar. Günahlarımızdan arınmayı sağladıktan sonra, yücelerde Heybetli’nin sağında oturdu.
Kimi zaman aşağılanarak, baskılara maruz kalıp seyirlik oldunuz, kimi zaman da aynı durumda olanlarla ortak oldunuz.
Canlarınız yorulup gevşemesin diye günahkârların bunca karşı koymasına katlanmış Olan’ı düşünün.
Bu nedenle, O’nun uğradığı aşağılanmaya katlanarak ordugahın dışına çıkıp yanına gidelim.
Çünkü Yasa hiçbir şeyi yetkinliğe erdiremedi. Bunun yerine, aracılığıyla Tanrı’ya yaklaştığımız daha üstün bir umut getirildi.
Söylediklerimizin özü şudur: Göklerde, Heybetli Olan’ın tahtının sağında oturan öyle bir başkâhinimiz var ki, insanın değil, Efendi’nin kurduğu asıl tapınma çadırında görev yapmaktadır.
Aynı şekilde, birçoklarının günahlarını taşımak için bir kez kurban olan Mesih de, ikinci kez, günahsız olarak, kurtuluş için kendisini gözleyenlere görünecektir.
İçlerinde bulunan Mesih’in Ruhu, Mesih’in çekeceği acıları ve bu acıları izleyecek olan yücelikleri önceden bildirirken, Ruh’un kime ya da ne tür bir zamana işaret ettiğini araştırdılar.
Çünkü Mesih de bizleri Tanrı’ya ulaştırmak üzere doğru kişi olarak doğru olmayanlar uğruna bir kez günahlar için acı çekti. Bedende öldürüldü, ama Ruh’ta diriltildi.
O göğe yükselmiştir ve Tanrı’nın sağındadır. Melekler, yetkiler ve güçler O’na tabi kılınmıştır.
Sonsuz yaşam için Efendimiz Yeşua Mesih’in merhametini beklerken kendinizi Tanrı’nın sevgisinde tutun.
Ses, “Gördüklerini kitaba yaz ve yedi kiliseye, yani Efes, Simirna, Bergama, Tiyatira, Sardes, Filadelfya ve Laodikya’ya gönder” dedi.
O’nu görünce, ölü gibi ayaklarının dibine yığıldım. Sağ elini üzerime koyup, “Korkma! İlk ve son Ben’im” dedi.
Var olan, var olmuş ve gelecek olan, Her Şeye Gücü Yeten Efendi Tanrı, ‘‘Alfa ve Omega Ben’im” diyor.
“Simirna’daki kilisenin meleğine yaz: “Ölmüş ve dirilmiş, İlk ve Son Olan şunları söylüyor: