O gece de babalarına şarap içirdiler ve küçük kız babasıyla yattı. Ama Lut yatıp kalktığının farkında değildi.
VAİZ 7:26 - Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001 2008 Kimi kadını ölümden acı buldum. O kadın ki, kendisi tuzak, yüreği kapan, elleri zincirdir. Tanrı'nın hoşnut kaldığı insan ondan kaçar, Günah işleyense ona tutsak olur. Turkish Bible Old Translation 1941 Ve kadını ölümden acı buldum, o kadın ki, yüreği tuzak ve ağlar, ve elleri zincirlerdir; Allahın önünde iyi olan adam ondan kaçıp kurtulur; fakat suç işliyen ona tutulur. Кирил харфлерийле Тюркче Кутсал Китап Кими кадънъ ьолюмден аджъ булдум. О кадън ки, кендиси тузак, йюреи капан, еллери зинджирдир. Танръ'нън хошнут калдъъ инсан ондан качар, Гюнах ишлейенсе она тутсак олур. Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar Kimi kadını ölümden acı buldum. O kadın ki, kendisi tuzak, yüreği kapan, elleri zincirdir. Tanrı'nın hoşnut kaldığı insan ondan kaçar, Günah işleyense ona tutsak olur. Yorumsuz Türkçe Çeviri (YTC) Yüreği tuzaklar ve kapanlar, elleri zincirler olan kadını ölümden daha acı buldum. Tanrı'yı hoşnut eden ondan kaçacaktır; ama günâhkar onun tarafından tuzağa düşürülecektir. |
O gece de babalarına şarap içirdiler ve küçük kız babasıyla yattı. Ama Lut yatıp kalktığının farkında değildi.
Bu evde ben de onun kadar yetkiliyim. Senin dışında hiçbir şeyi benden esirgemedi. Sen onun karısısın. Nasıl böyle bir kötülük yapar, Tanrı'ya karşı günah işlerim?”
Görevlileri firavuna, “Ne zamana dek bu adam bize tuzak kuracak?” dediler, “Bırak gitsinler, Tanrıları RAB'be tapsınlar. Mısır harap oldu, hâlâ anlamıyor musun?”
Bilgelik, gençken evlendiği eşini terk eden, Tanrı'nın önünde içtiği andı unutan ahlaksız kadından, Sözleriyle yaltaklanan Vefasız kadından seni kurtaracak.
Seni kötü kadından, Başka birinin karısının yaltaklanan dilinden Koruyacak olan bunlardır.
Ne var ki, evine girenler ölüme gittiklerini, Ona konuk olanlar Ölüler diyarının dibine indiklerini bilmezler.
Çünkü Tanrı bilgiyi, bilgeliği, sevinci hoşnut kaldığı insana verir. Günahkâra ise, yığma, biriktirme zahmeti verir; biriktirdiklerini Tanrı'nın hoşnut kaldığı insanlara bıraksın diye. Bu da boş ve rüzgarı kovalamaya kalkışmakmış.