Meshedilmiş, koruyucu bir Keruv olarak Seni oraya yerleştirdim. Tanrı'nın kutsal dağındaydın, Yanan taşlar arasında dolaştın.
Vahiy 18:16 - Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001 2008 “ ‘Vay başına, vay!’ diyecekler. ‘İnce keten, mor ve kırmızı kumaş kuşanmış, Altın, değerli taş ve incilerle süslenmiş Koca kent! Turkish Bible Old Translation 1941 Vay, vay, zarif keten ve erguvanî ve kırmızı ile kuşanmış ve altın ve kıymetli taş ve inci ile bezenmiş büyük şehir! Кирил харфлерийле Тюркче Кутсал Китап „‚Вай башъна, вай!‘ дийеджеклер. ‚Индже кетен, мор ве кърмъзъ кумаш кушанмъш, Алтън, деерли таш ве инджилерле сюсленмиш Коджа кент! Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar “Vay başına!” diyecekler, “İnce keten, mor kumaş, al kumaş kuşanmış, altınla, değerli taşlarla, incilerle bezenmiş koca kentin vay başına! Temel Türkçe Tercüme Şöyle diyecekler: “Vay haline, vay! İnce keten, mor ve kırmızı elbiseler giyen, altınlarla, değerli taşlarla ve incilerle süslenen büyük şehir! Yorumsuz Türkçe Çeviri (YTC) “Vay, vay başına koca kent” diyecekler. “İnce keten, mor ve kırmızı kumaş giyinmiş, altın, değerli taşlar ve incilerle süslenmiştin! |
Meshedilmiş, koruyucu bir Keruv olarak Seni oraya yerleştirdim. Tanrı'nın kutsal dağındaydın, Yanan taşlar arasında dolaştın.
Yağmalayın altınını, gümüşünü, Yok servetinin sonu. Her tür değerli eşyayla dolup taşıyor.
Bundan sonra melek beni Ruh'un yönetiminde çöle götürdü. Orada yedi başlı, on boynuzlu, üzeri küfür niteliğinde adlarla kaplı kırmızı bir canavarın üstüne oturmuş bir kadın gördüm.
Kadın, mor ve kırmızı giysilere bürünmüş, altınlar, değerli taşlar, incilerle süslenmişti. Elinde iğrenç şeylerle, fuhşunun çirkeflikleriyle dolu altın bir kâse vardı.
Başlarına toprak döktüler, yas tutup ağlayarak feryat ettiler: ‘Vay başına koca kent, vay! Denizde gemileri olanların hepsi Onun sayesinde, onun değerli mallarıyla Zengin olmuşlardı. Kent bir saat içinde viraneye döndü.’